Neden dünya denilen bu gezegendesin? Merak ediyorsan oku…
Genel
Yapay Zekâdan Tanrılara giden süreç
18 Şub
İnsanı bir yapay zekâ gibi değerlendirip onu anlamaya çalışalım. Fakat benim yapay zekâ olarak düşündüğüm şey dinlerin ruh dediği benim bilinç dediğim kısmıdır. Yani insanın bedeninin ya da beyninin et kısmını değil onu insan yapan bilinç denilen kısmını ele alacağız. Kuran’ın Hicr 29 “Onun şeklini tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim vakit siz de hemen onun için secdeye kapanın” ayetinde bahsettiği, üfürülen şeyden bahsediyorum. Tevrat’ta da benzer söylem var. Yaratılış 6.3 ayetinde “Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak” diyerek, bedenin yanında bahsedilen, tanrısal ruhu kastediyorum. Ben bu ruha bilinç diyorum ve onu, yapay zekâ gibi değerlendireceğiz. Elbette bir yapay zekâ ile insan arasında More >
İnsanlığın gelişim sürecinde çokça bilinmeyen var
18 Şub
İnsan başlangıçta doğa karşısında aciz ve doğaya bağlı bir yaşam sürerken, zamanla ürettiği kültür ve teknoloji ile doğaya egemen konuma gelmiştir. Ancak insan ve çevre arasındaki ilişki, insanı merkeze alan, çevreyi dışlayan ve ekolojik dengeyi telafisi mümkün olamayacak düzeyde tahrip eden bir ilişkidir. Bu zararların en belirginleri, atmosferin incelmesi, ozonun delinmesi, küresel ısınma, buzulların erimesi, iklimlerin değişmesi, su kaynaklarının azalması, yangınların artması, ormanların azalması ve benzeri şekilde olmaktadır. Bu da insanı, kendi çıkarı için dünyayı sömüren asalak durumuna koyar.
Dünya ancak hayvan düzeyinde bir zekâ seviyesindeki canlılara uygundur. Ancak onlar için biçilmiş kaftandır. More >
İlk medeniyetlerin doğuşu, Sümer’den Günümüze…
17 Şub
Sümerliler kendi devirlerinde eşsiz bir medeniyet yaratmışlar. Yaratmış oldukları bu medeniyetin çok geniş coğrafyalara yayılmalarını icat ettikleri yazı ile başarmışlardır. Sümerlilerin yaşantılarına baktığımızda, dinin oldukça önemli bir yerinin bulunduğunu görmekteyiz. Bunun yanında onların dini telakkileri pek çok toplumu da etkileyecek kadar büyük bir sistemin ürünüdür. Bu etkiler mimaride, sanatta, teknikte, sosyopolitik kurumlarda, bilimde, edebiyatta ve dinlerde kendini göstermektedir. Mimaride kullandıkları yapı sistemi, tarımdaki faaliyetleri, icat ettikleri yazı, kültürel gelişimleri, şehir idareciliği, kanunları, bilimsel çalışmaları, tıp alanındaki buluşları, edebi eserleri gibi pek çok şeyde kendilerinden sonra pek çok dünya medeniyetine kaynak olmuş ve temel teşkil etmiştir. Kazılarda çıkarılan More >

Zamanın Yapısı
4 Şub
Buraya kadar anlattığımız konulardan en karışığı zamandır. Çünkü lineer bir yapısı yoktur. Görünen evrende farklı, kuantum evrende farklı çalışır. Biz görünen evrenden başlayarak zamanı iki kademede inceleyeceğiz.
1.Görünen evrende zamanFazla detaya girmeden kabaca anlatacağım çünkü, herkesin bildiği ya da bilmesi gereken şeylerden bahsedeceğiz. Einstein’dan önce, zamanın lineer ve her yerde aynı olduğunu düşünüyorduk. Einstein, zamanın, konum ve hıza bağlı olarak değişeceğini kanıtladı. Kütle çekim ya da hız arttıkça zaman yavaşlamaktadır. Işık hızında ise zaman durur. Fakat evrende bir nesneyi ışık hızına çıkaracak bir mekanizma yoktur. Bunun sebebi biz bir nesneyi hızlandırdıkça, kütlesi artmakta, artan kütleyi hızlandırabilmek için, daha More >

Dünyadaki sömürü düzeninin sebebi…
14 Oca
Kuran’da bulunan şeytanın kovulması hikayesinin bir benzeri de, Tevrat’ta Yaratılış 3 ve 4’de mevcuttur. Hikâyeler tıpkı basım olmasa da, sembolik anlatımları aynı şeyi söyler. Senaryo ve isimler değişmiştir. Kuran’daki hikâyeyi hatırlatarak başlayalım. O hikâyeyi Âdemin cennetten kovulus sembolizmi adlı makalede, detaylı anlattığım için, kovulma hikayesini oradan okuyabilirsiniz ama, ben yine de, bir özet yapacağım.
Kovulma olayı, iki safhalıdır. Olay, iblisin kovulmasıyla başlar.
Allah, cennette yaşamasını istediği bir insan yaratmaya karar verir. Ve meleklere, “onu yarattığımda ona secde edin” diye tembihler. Fakat İblis bu emri kabul etmez ve cezaya uğrar. Cezası da, kıyamete kadar dünyaya sürülmektir. Dünyada insanları saptırma işini üstlenmiştir.
Kovulma olayının, More >

Güneşin batıdan doğması, ne anlama gelir?
30 Ara
Kıyamet alametleri içinde, çokça işlenen biri var ki! epey yanlış değerlendiriliyor. Güneşin batıdan doğacağı söylenip duruyor. Neden yanlış değerlendirildiğine bakalım.
Bu düşüncenin kaynağı olan hadis: Güneş, battığı yerden doğmadıkça Kıyamet kopmaz. Batıdan doğunca, insanlar görür ve hepsi de iman eder. Ancak, daha önce inanmamış veya imanın sevkiyle hayır kazanamamış olan hiç kimseye, bu iman fayda sağlamaz.[1]Aslında hadis ilk bölümünde batıdan doğmaktan bahsetmiyor. Battığı yerden doğmadıkça diyor. Fakat sonradan bu sözü açıklar gibi, batıdan doğunca deyince, herkes bu ikinci anlama göre değerlendiriyor. Buradan, hadisi nakleden kişinin, işin içine kendi anlayışını kattığını ve hadisi olduğu gibi aktarmadığını anlıyoruz.
Hadisin orijinali “güneş battığı More >

Kıyamete doğru, Türkiye’nin misyonu
23 Kas
Hemen her millete küçüklü büyüklü bir misyon yüklenmiştir. Bu misyonlardan bazısını bariz görebiliyorken pek çoğunu göremeyiz. Normal olarak geniş açıdan baksak bile, çoğunluğunu görmeye anlayış kabiliyetimiz yetmeyebilir.
En bariz misyon, Yahudilere yüklenmiştir. Onların misyonu, insanlığın bilimsel yönüne önayak olarak kapitalizmin; daha anlaşılır ve güzel tanımıyla deccaliyetin oluşumuna zemin hazırlamaktı. Batı, o misyonu kendine rehber yaparak, deccaliyeti dünyaya hâkim kılmıştır.
Deccaliyet; insanlığı adaletsiz, haksız, hukuksuz yönettiği için bir noktada sona ermesi gerekmektedir. Niçin bu günkü kapitalist sistemi “deccaliyet” olarak tanımladığımı anlamak için, “Deccaliyet şu anda içinde yaşadığımız dünya düzenidir” adlı makalemi okumalısınız.
Kuran, Deccaliyetin bitip, Mehdiyetin başlayacağından bahseder. Bakara suresi 246-251 More >

Agarta’nın Misyonu
29 Eki
Doğu inançlarında insanların göremediği yer altında saklanan, mistik bir medeniyetin olduğuna inanılır. Muazzam yeteneklere sahip olduğuna inanılan bu medeniyeti çoğunluk, Agarta diye bilir. Bu makalede o inançlardaki anlatımların ne anlama geldiğini göreceğiz. Daha doğrusu olağanüstü anlatımların, aslında bilimsel bir kökeninin olduğunu ve elle tutulur, gözle görünür anlamlara büründüğünü anlayacağız.
Fransız metafizikçi yazar René Guénon, hayatını Agarta’yı araştırmaya adamıştır. Kendinden önceki yazarlardan da etkilenen René Guénon, bu konuda yirmi civarı eser yazmıştır. Bende, onun yazdıklarından derlediğim küçük bir bölümü alıp, bilgilerin hangi anlama geldiğini anlamaya çalışacağım. Derlediğim satırlara bir bakalım.
Agarta baş yönetimi ve özellikleriAgarta’nın en More >

Tanrılar hakkında bir inceleme
17 Eki
İnsanların tanrı olarak düşündüğü varlıkları ben, insan neslinin daha zeki olmasını sağlamak için, yaptıkları planlar içinde yaşamasını sağlayan, bizden daha gelişkin tür olarak tanımlıyorum ama, herkes o varlıkları benim gibi tanımlamıyor. Pek çok kişi o varlıkları kötü ve insanlardan yararlanan, onları kandırıp kanlarını sömüren varlıklar olarak düşünüyor.
Böyle düşünen insanların hatalı düşündüğünü sanmayın, çünkü duruma baktığımızda gerçekten görüntü o minvalde.
Bu konuda en açık olan Tevrat’tır. Tevrat’a göre Yahwe diye bir varlık, bir gurup insanı alıp diğer insanlara karşı taraf tutarak, onlara karşı haksız rekabet sağlamış. Hatta, onlara ahit sandığı gibi bir cihazla teknolojik avantaj sağlayıp, diğer insanları yok More >

Kuran’da ki Sembolik anlatım
15 Haz
Kuran’ın sembol diliyle yazıldığını söylemekteyim. Kuran anlamının ne olduğu bilinmeyen kelimeleri sembol şeklinde kullandığı gibi bazı kavramları bilinen bazı kelimelerin arkasına gizlemiştir. Bunu yapmasındaki sebep gerçek anlamın kıyamette ortaya çıkmasını sağlamak içindir. Zaten Kuran’ın sembolik dille yazılmasının sebebi odur. Bir metin yazıyorsunuz ama vermek istediğiniz mesaj çok sonraki insanlara gitmelidir. Yani asıl hedef, ancak kapasite olarak onu anlayacak gelecekteki insanlar olacaktır. İşte Kuran bu mantıkla yazılmış bir eserdir. Elbette içindeki tüm mesaj sembolik değildir. Çünkü mevcut inancın oluşmasını da sağlaması istenmiştir. Böylece mevcut inanç oluşmuştur. Fakat artık onun gerçek mesajının ortaya çıkması zamanıdır. Çünkü ilahi mekanlardan bize ulaşan son kitaptır More >

Eşcinsellik imalat hatası mı?
28 May
Bu yapı, bedensel yapı gibi algılanmasına rağmen, ruhsal yapıyı More >

Kuran’ın sembolik dili ile ilgili birkaç örnek
15 Nis
Kuran’ın kıyameti vurguladığı pek çok ayeti vardır. Tüm ayetler bir felaket haberi şeklindedir. Ben can alıcı birkaçını alacağım.
1-2-4-5 Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı, Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı, Ve insan: “Ona ne oluyor?” dediği zaman. O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır.
Nâzi’ât 6-7 O gün deprem sarsar, Onu ikinci bir sarsıntı izler.
Tekvîr 1-2-3 Güneş katlanıp dürüldüğünde, Yıldızlar bulandığında, Dağlar yürütüldüğünde,
Kehf 47, O kıyamet gününü hatırla ki, dağları yürüteceğiz ve yeryüzünü çırılçıplak göreceksin. Bütün insanları, mahşerde toplayacağız hiçbir kimseyi bırakmayacağız.
Bunlar haricinde Kâri’a 4-5, Vâkı’a 4…6, Müzzemmil 14, Fecr 21, Hac 1, Abese 33, Kıyâme 6…10, Yasin 49, Mülk More >

Sümerlerden, Modern Dünyaya Gelişim Süreci
4 Eki
Tarihi sürece bakarsak genel yapı olarak gördüğümüz şey sonra gelenlerin öncekilerin bilgilerini alıp bir adım daha ileri götürüp sonrakilere devretmesi şeklinde olmaktadır. Elde ettiğimiz verilere göre bunun tek istisnası Sümerlerdir. Sümerlerin öncüllerinin olmaması yanında başka bir muamma da kurdukları medeniyetin günümüz standartlarına göre bile muazzam olmasıdır.
Öncelikle Sümerlerin kurdukları sistemin hem yönetim olarak hem toplum yapısı olarak hem de bilim olarak seviyesini anlamaya çalışalım.
Sümerler Mezopotamya’da kurulan ilk medeniyetti. Onlardan sonra Akadlar, Babilliler, Asurlular gibi ardılları hemen hemen aynı şehirlerde yaşadıkları için Sümerlere ait olan izler silikleşmiştir. Onun için önce Asur tabletleri bulunmuş ve onların başka bir dilden bahsetmeleri üzerine More >

Dünyada dinlerin var olma sebebi!
2 Eki
İnsanoğlu olarak bilgi konusunda çok geriyiz. Bu sözümün gerçek anlamının kaç kişi algılayabilir bilmiyorum ama gerçekten bilgi konusunda çok çok geriyiz. Şöyle örnek vermeye çalışayım. Anne karnındaki bir ceninin evren hakkında bildiği kadar bizim de gerçek hakkında o kadar bilgimiz var. Hemen hepiniz, çok abarttığımı düşünüyorsunuzdur ama inanının hiç abartmıyorum. Hani fizik, kimya, biyoloji, astronomi, tıp, ekonomi, sosyoloji, matematik, din vb. konusunda epey şeyler öğrendiğimizi düşünebilirsiniz ama inanın o bilgilerin tümü sanal. Yani gerçek bilgiye giden yolda birer mihenk taşıdır. Hiçbiri gerçek değil. Bunlar sadece gerçek bilgiyi anlamada bize yardımcı olacak şeyler. Neyi anlatmaya çalıştığım tam olarak gerçek bilgiye vakıf More >

Dünyadaki medeniyeti uzaylılar mı oluşturdu?
3 Tem
Zecharia Sitchin, Sümer tabletlerine yeni bir yorum getirdi ve daha önce Eric Von Daniken’in savunduğu düşünceleri, biraz daha geliştirdi. Her iki yazar da insanlığı, uzaydan gelenlerin oluşturduğunu iddia ederek dünya literatürüne, yeni bir bakış açısı getirdi. Bu durum o kadar ileri götürülmüş ki! uzayda Nibiru diye bir gezegen bekler olduk. Sanki dünyada gizli bir konsensüs oluşmuş ve uzaylıları bilinç altımıza yerleştirme kararı alınmış gibi.
Böyle bir düşüncenin oluşmasının çok belirgin bir gerekçesi var. Hem bilim hem de dinler, insanın oluşumunu açıklamakta yetersiz kaldıkları için, çözüm aramak adına yapılmaktadır. İnsanların nasıl veya kim tarafından yaratıldıklarını bilme merakları, bu tür More >

Çubuklu Sarmal Galaksilerin Sakladığı Gizem
3 Tem
Pek çok kişi galaksilerde ne garipliği olacak diye düşünebilir ama henüz bilimin çözemediği bir gariplikleri var. Yanlış anlaşılmasın her galakside aynı durum yok, sadece çubuklu olanlarında bu sorun var. Sorun; galaksilerin ortalarında bir çubuk üzerinde dizilmiş olan yıldızlardan kaynaklanır. Kütle çekime göre o yıldızlar tıpkı güneş etrafında dönen gezegenler gibi davranması gerekiyordu.
Şekil 1 Güneş sisteminde hız/uzaklık grafiğiÖncelikle güneş sistemini inceleyerek bir ön fikir edinmeliyiz. Şekil 1’de gezegenlerin güneşe olan uzaklıklarıyla dönüş hızları arasındaki ilişkiyi görebiliyoruz. Güneşe yakın gezegenler daha hızlı dönmektedir. Gezegen güneşten uzaklaştıkça hızı azalmaktadır. Bu azalma parabolik bir azalma şeklinde olmaktadır.
Oysa çubuklu sarmal galakside ise, More >

Neden, dünyada kötülük vardır?
27 Kas
Günümüz filozofları arasında şöyle bir argüman çokça dile getirilir
Aşağıdaki dört önermenin en fazla 3 tanesi bir arada doğru olabilir, dördü birden doğru olamaz:
1) Tanrı vardır
2) Tanrı iyidir
3) Tanrı sonsuz güçlüdür
4) Kötülük vardır
Şimdi düşünürsek,
Eğer Tanrı varsa ve iyiyse, fakat kötülük de varsa, demek ki Tanrı sonsuz güçlü olamaz.
Eğer Tanrı varsa ve sonsuz güçlüyse, fakat kötülük de varsa, demek ki Tanrı iyi değildir.
Eğer Tanrı varsa, sonsuz güçlüyse ve iyiyse, o zaman kötülük varılmamalıdır. (Fakat kötülük bilindiği gibi vardır).
Dolayısıyla, tek tutarlı sonuç, eğer kötülük varsa, tanımı gereği sonsuz güçlü ve iyi olan bir Tanrı var olamaz.
Eğer Tanrı’nın niteliklerini değiştirerek işin içinden çıkmaya çalışırsanız, More >

Sürüngenlikten insana giden yol…
13 Tem
Pek çok kişi beynimizin, yukarıdan aşağıya üç katmandan oluştuğunu bilir. Bu katmanları bilim insanları, “insan beyni-düşünen beyin” (Neo-Cortex), “maymun beyni-duygusal beyin” (Limbik) ve “sürüngen beyni-ilkel beyin” (Reptilian) olarak isimlendiriyorlar. Maymun beynine ben memeli beyni demenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Bu sıralamanın böyle yapılmasının sebebi gerçekten adı geçen beyinler o hayvan guruplarıyla aynı özellikleri gösteriyor olmasındandır.
Solunum, kalp, damar ve sinir fonksiyonları gibi vücudun hayati faaliyetlerini; tehlikelerden sakınmayı, canımızı yakacak durumlardan uzaklaşmayı; üreme faaliyetlerini, zevk almayı… sürüngen beynimiz yönetiyor. Sürüngen beynimiz, karmaşık mesajlarla, toplumsal, kültürel ve etik ayrıntılarla vakit kaybetmiyor. O, hayatta kalmaya ve sahibinin çıkarını korumaya programlanmış bir makinedir. İnsanın beyninin More >

Yaratılış mı? Evrim mi?
2 Tem
Konuya başlamadan önce evrimin ne olduğunun bir tanımını yapmak gerekir ve Müslüman bir ülkede yaşadığımdan dolayı yaratılış teorisini Kuran bazında (biraz da Tevrat) değerlendireceğimi belirtmeliyim. Öncelikle evrim kuramını evrimcilerin anlatımıyla inceleyelim. https://evrimteorisionline.com/2011/05/04/evrimin-tanimi-ve-mekanizmalari/ bloktan okumanızı öneririm. Lütfen mutlaka okuyun. Çünkü kulaktan dolma ya da konudan haberi olmayanların ya da haberi olup da kasıtlı olarak saptıranların yazdıklarını gerçek sanıp şartlanmış bir karşı çıkış ya da kabulleniş içinde olabilirsiniz. O zaman gerçekleri kaçırırsınız.
Çünkü evrim teorisi dünyadaki yaşamı açıklamaya çalışan bilimsel kökenli, deneylere dayalı tek teoridir. Yaklaşık 200 yıldır çürütülmeye çalışılmaktadır. Kabul edilmekte bu kadar zorlanılmasının sebebi “insanın oluşumunda” Tanrının parmağının olmadığını söylemesidir. Bu makalemde More >

Kıyamet ne kadar yakın?
22 Haz
Mücahit Özdoğan’ın https://soyut0.blogspot.com/2018/04/kurandan-gelecege-baks-ya-yeni-kutsal.html?m=1 linkindeki sorgulamasıyla başlamanızı öneririm. Çoğu konuda onunla özdeş düşünüyorum. “Kur’an ‘son kitap’ olmanın ağırlığını artık taşıyamıyor.” Diyerek şu paragrafı ekliyor. “Robotlar, yapay zekâ, bilinç taşınması, yeni insanlık, uzayda yaşam, uzayda koloni, küreselleşme, bilgi akışı, nesnelerin interneti, nörolink ve daha fazlası… İnsanlık artık bambaşka bir evreye doğru gidiyor. Yeni bilimsel gelişmelerin Kur’an’ı daha fazla geri plana itme ihtimalinin güçlü olması ve Kur’an’ın ‘son kitap’ olması üst üste konduğunda kıyametin çok yakın olduğu sonucunu çıkarıyorum. Hatta bana sorarsanız Sanayi Devrimi ve sonrasını düşündüğümüzde, insanlık Sanayi Devrimi’nden sonrasını görmemeliydi.” Kendisine bu konuda sonuna kadar katılıyorum. Eğer Kuran sonsuz bir gücün eseri More >

Kalu Bela sembolizmi…
14 Haz
Öncelikle videodan Prof. Dr. Zeki Bayraktar’ın açıklamalarını dinlemenizi öneririm. Çünkü bu yazı onun açıkladığı konu üzerine inşa edilmiştir. Kuran’da Kalu Bela diye bildiğimiz ve geleneksel İslam’ın “zaman” olarak aldığı bir tanım var. Çocukluğumuzda “ne zamandan beri Müslümansın?” sorusuna verilecek cevap olarak bize, “Kalu Bela’dan beri” diye cevap vermemizi öğretmişlerdi. Genel inanış olarak, bu zamanın “geçmişte bir zaman diliminde tüm ruhlar toplanıp onlarla görüşüldüğü” zaman şeklinde düşünülmektedir. Bu yazıda Kalu Bela’nın ne anlama geldiğini inceleyeceğiz. Araf 172 Hani Rabbin, Adem oğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı: ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ (demişti de) onlar: ‘Evet (Rabbimizsin), More >

Neden bir dine inanırız?
1 Haz
İnsanoğlu olarak bilgi konusunda çok geriyiz. Bu sözümün gerçek anlamının kaç kişi algılayabilir bilmiyorum ama gerçekten bilgi konusunda çok çok geriyiz. Şöyle örnek vermeye çalışayım. Anne karnındaki bir ceninin evren hakkında bildiği kadar bizim de bilgimiz var. Hemen hepiniz çok abarttığımı düşünüyorsunuzdur ama inanının hiç abartmıyorum. Hani fizik, kimya, biyoloji, astronomi, tıp, ekonomi, sosyoloji, matematik, din vb. konusunda epey şeyler öğrendiğimizi düşünebilirsiniz ama inanın o bilgilerin tümü sanal. Yani gerçek bilgiye giden yolda birer mihenk taşıdır. Hiçbiri gerçek değil. Bunlar sadece gerçek bilgiyi anlamada bize yardımcı olacak şeyler. Neyi anlatmaya çalıştığım tam olarak gerçek bilgiye vakıf olduğumuzda anlaşılacak. Haliyle insan, More >
Bilinç, hafıza ve bilinçaltı nedir, nerededir?
4 Eki
Öncelikle videoyu dinlemenizi öneririm. Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; insanın oluşumunu anlatırken, insanın dünyasal olmayan şeylerden oluştuğunu söylemektedir. Ve bu olmayan şeyin kuantum evrenle bir ilişkisinin olduğunu anlatmaktadır. Aynı şeyi Fizyolog Prof. Dr. Sinan Canan da söylemektedir. Beynin bir yerlerle bağlı olduğunu açıkça söylemektedirler.
Öncelikle Bilinç, bilinçaltı ve hafızanın basit tanımını yapmak gerekir.
Bilinç: insanın kendisini, çevresini ve olup biteni tanıma, algılama, kavrama, fark etme yetisi.
Hafıza: Bellek, bilgilerin depolandığı yer.
Bilinçaltı: İnsanda, bilinçdışı olmakla birlikte, kapsamında olanların istendiği zaman bilince çağrılabildiği zihin bölgesi; kişide, bilince inmeyen olayların geçtiği varsayılan iç.
İnsan bilinciyle farkındalığı oluşturur. Bunu yaparken çocukluğundan itibaren beynini eğitir. Yaşadığı her deneyimi hafızasında More >
Tevrat’tan Kuran’a, işleyen planlar
26 Şub
Yazılarımda kutsal mekânların isteği olmadan bir yaprağın dahi kımıldayamayacağını yazıp duruyorum. Yani dünyada olan haklı haksız tüm olayların veya beğendiğiniz ya da beğenmediğiniz tüm inançların müsebbibi de onlardır. Eğer bu mantık doğruysa hem Tevrat’ta hem de İncil’de sonra gelecek olan inançların işareti olmalıdır.
Aslında Kuran, İncil ve Tevrat üç büyük din denilen dinler, dünyanın maddi yönünü organize eden kategoriyi oluşturur. Fakat inanç olarak bunlara bir de ateistliği eklemek gerekir. Çünkü dünyanın madde yönünü oluşturan asıl inançlar bunlardır. Maddi yöne en çok değer verenden başlayarak sıralamak gerekirse; Ateizm, Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık olarak sıralanır. Bu durumun neden böyle dizayn edildiğini bu makalemde yazdım. More >

Yüzüncü Maymun Deneyi-yapay zeka ilişkisi
13 Ara
Yüzüncü Maymun Deneyi Ken Keyes Jr.’dan tarafından kaleme alınmış gerçek bir deneyin öyküsü. Ken Keyes Jr. kitabında bu deneyden bahsediyor. Bu deney pasifik okyanusunda yer alan Japonyanın Koshima adasında Macaca Fuscata türü maymunlar üzerinde otuz yılı aşkın süre boyunca bilim insanları tarafından gözlemi kapsıyor.
Maymunlar bilindiği üzere yeme alışkanlıları ve davranışları ile neredeyse insan türüne en yakın olan hayvan türü. Özellikle deneyde, deneklerin maymun olması ise daha ilginç sonuçları ortaya çıkarıyor. Yüzüncü Maymun deneyi, bilim insanlarının 1952 yılında adadaki maymunların beslenmesi için kumların içerisine patates bırakılması eylemiyle başlıyor. Patatesin tatlı tadı Macaca Fuscata maymunlarının hoşuna gitmesine karşın patatesin kumlu olması hoşlarına More >

İnsan Zekâsından… Yapay Zekâya…
22 Kas
Günümüzde robot teknolojisi süratle ilerlemektedir. Fakat ilerlemenin iki yönü var. Biri donanımsal diğeri programsal… Donanımsal ilerlemenin programsal ilerlemeden daha önde olduğunu anlayabiliriz. Bir insanın kesik kolunun yerine onun işlemlerinin çoğunu yapabilecek bir kol yapabilmemize rağmen insan gibi karar verebilen bir program yapamıyoruz. Yani yapay zekâ konusunda büyük sorunlarımız var.
Bu yazımda insandan yola çıkarak yapay zekâ konusunda neyi nasıl yapmamız gerektiğini çözmeye çalışacağız. Teknoloji geliştikçe kolaylıkla yapay zekâ programlanabileceği düşünülebilir, oysa tam tersidir. Yapay zekâ konusunda program yapmaya çalışan bir okuyucum sorunlarını şöyle dile getirmişti:
“Yapay zekâ ile ilgili araştırma yapıyorum. Konuyu buraya taşıdım. Merak ettiğim ama cevaplandıramadığım bazı sorularım var. Yapay zekâ More >

Âdemoğlunun dünyadaki zamanı doldu mu?
13 Eyl
11.09.2015 tarihinde sabah uyandığımda, bir rüya gördüğümü biliyordum ama rüyanın detayları konusunda hiçbir şey hatırlamıyordum. Fakat rüyamda bu makaleyi yazmam gerektiği açıkça belirtilmişti. O gün işe gittiğimde faceye girdiğimde Ümit Beynel’in tamda yazacağım makaleyle ilgili iki paylaşım yaptığını gördüm. Uzun süredir yazı yazmıyordum. Hemen kolları sıvadım. Zaten daha önce bu konularda araştırma yapmıştım. Yeni gelişmeler var mı diye biraz araştırdım ve sonucunu takdirlerinize sunuyorum.
Antikitera makinesi ve Bağdat pili.
Girit’te M.Ö 150-100 yıllarına tarihlenen Antikitera makinesi denen bir alet bulundu. Çoğu hareketli olan 80’e yakın parçadan oluşuyordu. Konuyu bu makaleden daha detaylı okuyabilirsiniz. Yapılan araştırma sonucu Bilim Teknik Dergisinde de yayınlanmıştı. 1900 yıllarında More >

Nuh Tufanının anlamı…
23 Haz
Nuh tufanı çok geniş bir anlama sahiptir. Nuh Tufanının anlamını anlayabilmek için öncelikle insanın dünya üzerinde oluşumunu anlayabilmek gerekir. Nuh tufanı dünyanın tarla olarak kullanılabilmesinin anahtarıdır. Hasat edilen türlerin devamlılığını sağlayabilmek ancak Nuh Tufanı sayesinde olabilmektedir. Bunun nedenini daha sonra anlayacağız. Öncelikle dünyada oluşan tek bir türün incelemesini yaparak başlayalım.
Bunun için şekil 1’i inceleyerek anlamaya çalışalım. Şekildeki astral düzey ruh dünyası ile madde beden dünyasını ayıran düzeydir. Ruh astral düzey ve üzerinde yaşayabilmektedir. Beden ise simülasyon dünyası dediğim içinde yaşadığımız ortamdır. Bu ortam bir bilgisayar programıdır ve ruh bu ortamdaki bedene bağlanarak onunla dünya hayatını deneyimler. Bu yazıyı daha iyi More >

Günümüze kalan altın çağ şehri var mı?
24 Nis
Yazılarımın pek çoğunda, bizi yetiştirenlerin Atlantislilerden kalan ekipler olduğunu ve altınçağ şehirlerinde yaşadıklarını yazmaktayım. Onların pagan tanrıları olduklarını söylüyorum. O zaman o altınçağ şehirlerinin de dünyanın bir yerlerinde olması gerekir. En azından harabelerinin olması gerekir. Hatta bunların dört adet olması gerektiğini anlatmıştım. Fakat bu dört altınçağ şehri bin yıllık bir süreç için yapılmış olmalı. Hatta içlerinden biri bin yıl yaşamış olmalı. Çünkü tekâmülü 10. Seviyeye gelenler bedensiz yaşama geçeceği için oraları yavaş yavaş ıssızlaşacaktır. En uzunu bin yıl sürmesi gerekir. Fakat görevliler bu şehirlerden istediklerini çok daha uzun kullanmak zorundaydı. Onların varlığı Romalılara kadar sürdüğüne göre onların zamanına kadar bu More >

Tarih Yeniden Yazılacak
23 Nis
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ARKEOLOJİ- PREHİSTORYA-SANAT TARİHİ Anabilim Dallarından mezun Ufuk Baş Arığ hanımefendinin bulgularını ve ulaştığı sonuçları sizinle paylaşmak istiyorum.
Rusya’da alternatif tarih laboratuvarı çalışmaları yürüten fizikçi Andrey Sklarov ve bilim insanlarından kurulu olan Araştırma Ekibi; İnsan oğlunun tarihi hakkında gerçek olan ancak gerçekliğin getireceği Bilimsel karmaşa ve yeni baştan yazılması gerekli olan Siyasi Tarih ve Dünya Kültür tarihinin sancılı dönemler yaşatacağının bilincine sahip gerçek bilim insanları olarak uzun bir zamandan beri kaydettikleri, insanlık tarihinin gerçeklerini ortaya koyuyorlar…. Sklarov, Hitit, Sümer ve İnka kültürleri gibi antik uygarlıkların günümüz teknolojisinden çok daha gelişmiş medeniyet kalıntıları üzerine kurulduğunu bilimsel temellere ve gözlemlere More >

Arkeologlar mı, Daniken mi haklı?
22 Nis
Erich Von Daniken 1968’de Tanrıların Arabaları isimli kitabını yayınladığında tüm dünyada büyük bir ses getirmişti. O günden bu yana bilimin gelişmesi, onun popülerliğini söndüremedi. Aksine dünyada daha çok insan onun teorisine inanır oldu. Bunun sebebi geçmişimizde açıklanmayan şeylerin olması ve bilimin de bunlara makul ve mantıklı cevap oluşturamamasıdır. Fakat Daniken’in teorisinin de birçok açığının bulunması bilim insanlarını ikna etmediğinden bir sidik yarışıdır gidiyor.
Şekil 1 Bağdat pili resmi.
Arkeologlara göre Büyük piramidi taş devri insanları yaptı. Delil olarak yapılan araştırmalardaki verileri gösteriyorlar. Daniken; “taşları nasıl kestiler” diyor: Arkeologlar; “Bakır bir testereye çöl kumu serpilerek bir taşı kesmeyi başardık” diyorlar. Daniken; “taşlar nasıl More >

Ruh beden ilişkisi
18 Nis
“Avatar’a ramak kaldı” haberiyle “6 saniye önce beyin hücrelerinde karar zaten verilmiş” videosunu birleştirdiğimizde, güzel bir sonuç çıkar. Eğer, beynimiz bizim karar vermemizden 6 saniye önce karar veriyor ise bu işin beynimizdeki nöronlardan kaynaklanması düşünülemez. Çünkü her şeyimiz gibi beynimiz de zamana tabidir. O ancak şimdiki zamanda yaşar. Zamana tabi olmayan şey ruhumuzdur ve ruhumuz bizim ne yapmamız gerektiğini önceden beynimize bildirir böylece olayı gerçekleştiririz.
Ruhumuzun ise beynimizdeki nöronlarla iletişime girerek onların hangi elektrik akımını üretmesi gerektiğini söyler. Demek ki beynimiz epey yavaş çalışır. Biz “karar verdiğimiz an” ile “verdiğimizi sandığımız an” arasında 6 saniye kadar gecikme var. Bu gecikmeyi sağlayan More >
Öte dünyada neler oluyor
17 Nis
Diğer yazılarımda bir illüzyonda yaşadığımızı anlatmaya çalıştım. Bu yazımda da bu durumu daha detaylandıracağım. Ruh dünyası, bizi bilgilendirir ama bu ihtiyaca göre değişiklik gösterir. Budistlere verilen bilgiyle Hıristiyan’a verilen bilgi çok başkadır. Yani dinler insanlara doğru bilgi vermek için değil onları yetiştirebilmek içindir. Fakat içlerinde doğruya ulaşmayı sağlayan ipuçları da vardır. Fakat ancak belli seviyede olanların anlayabileceği bilgilerdirler. Dinlerin haricinde bizlere başka kaynaklarda sunulmuştur. İşte bu yazımda bu kaynakların en önemlisi olan Michael Newton’un Ruhların Yolculuğu ve Ruhların Kaderi isimli eserlerini inceleyeceğim.
Michael Newton deneklerini hipnozla doğum öncesine götürerek öte dünya yaşamlarını sorgulayabilmektedir. Ben bu kitapların bu yöntemle insanlığın hizmetine sunulan More >

Neandertaller+Cro Magnon=Atlantisliler
14 Nis
Daha önce bahsettiğim insanın soy ağacının bir dalı da Neandertallardır. Hatta bazılarına göre insanın atasıdırlar. Atamız olmamalarına rağmen çok önemlidirler. Bizden önceki türü oluşturuyorlar ve onların varlığı benim teorimin belkemiğini oluşturuyor. Onun için onlar hakkında daha çok veri sunmak istiyorum
Şekil 1 Yıllara göre hasat edilen insan türleri
Bilim ve Teknik dergisi Nisan 2003 tarihli sayısında “Neandertallara Ne Oldu?” yazısını inceleyelim.
“Neandertallar, insan fosilleri arasında en uzun süredir bilineni ve en çok anlaşılanı. Adlarını, 1856 yılında Almanya’nın Neander Vadisi’nde bir kireç mağarasında bulunmalarına borçlular. O zamandan bu yana 70 yerleşim merkezinde ve 300 arkeolojik sitede, aralarında kısmi bütünlükte iskeletler de bulunan binlerce Neandertal More >

Teknoloji ürünü fosiller soru işaretleriyle dolu.
10 Nis
Şekil 1:100-140 Milyon yaşında çekiç.
Bu çekiç fosili bulan bayan Emma Llano Uplift dağında bulmuş olduğu iddia edilmektedir. Yaratılış Müzesi müdürü Dr. Carl E. Baugh, Hans – Joachim Zillmer’e fosil için yapılan araştırmaları inceleme imkânı vermiştir. Araştırmalarda “çekicin sapının kristalize olup taşlaşabilmesi için 100-200 milyon yıl gerektiği” belirtilmektedir. Bu çekiç bir su birikintisi içinde üzeri alüvyonlarla kaplanarak (en az 2 atmosfer basınç altında) oluşmuş olduğu düşünülmektedir. Çekiç birçok bağımsız kuruluş tarafından incelenmiş ve gerçek olduğuna hükmedilmiştir. Ayrıca demir kısmının yüksek kalitede olduğu anlaşılmıştır. Bu çekicin içeriği bugün bizim kullandığımız demir içeriğine sahip değildir. Çekici bulanlar fosili ayırtırken demir kısmını çizmişlerdir. Çentik More >

Sfenksin sırrı…
8 Nis
İnsanlığın bilgi konusunda tam ve doğru bilgilendirilmediğini daha önceki yazılarımda söyledim. Tam ve doğru bilgiye kıyamette ulaşacağız. Zaten onun için kıyamete uyanış olarak bakmaktayım.
Kehf suresinde de bilginin gençler olarak karşımıza çıktığını anlatmıştım. Sadece Kuran’da değil hadislerde de bilginin gizlendiğini söylemiştim. “Güneş battığı yerden doğmadıkça kıyamet kopmaz” hadisindeki güneşin bilgi olduğunu görmüştük.
Edgar Cayce Sfenksin ayakları altında arşivler piramidi olduğunu söylemişti.
Ayrıca Dabbe’nin Mısır’da ki sfenks olduğunu ve bir yerlerinde kütüphane sakladığını anlatmıştım. Şimdi o konuyu destekleyen bazı verileri daha sunmak istiyorum.
Sfenksin ayakları arasında bulunan taş kitabe güzel şeyler söylemektedir. Gerçi Sfenksten çok sonra oraya konulmuştur ama bizleri yönlendirenler gerekli mesajın konulmasını sağlayacak More >
Cennet ve Cehennemin anlamı
7 Nis
Dünyada iki türlü inanç sistemi oluşturulmuştur. Bunlardan biri doğu dinleri diğeriyse batı dinleri. Batı dinlerine ateizm de dâhildir. Yazılarımda bu iki sistemin zekânın IQ ve EQ yönlerini geliştirmek için olduğunu yazdım. Yani asıl amaç insanların ibadetleri değil zekâlarının gelişmesi gereken yönlerinin gelişmesini sağlamaktır. Yani dinlerle oluşturulan yaşam alanları onların tekâmüllerinin eksik yönlerini tamamlamak amaçlıdır. Anladığım kadarıyla kişi ne kadar maneviyatla ilgili bir ortamda bedenlenirse zekâsının EQ yönünü o kadar fazla geliştiriyor. Tersi durumda da yani maddeyle ilgileniyorsa zekâsının IQ yönünü geliştiriyor.
Bu durumda doğu dinleri zekânın EQ yönünü diğerleri IQ yönünü geliştirmek için oluşturulduğunu anlayabiliriz. Elbette bütün dinler bu zekâlardan sadece More >

ÖYD yaşayanlar hayal mi görüyor?
6 Nis
Beyin cerrahı Eben Alexander geçirdiği bir rahatsızlık sonucu ÖYD (Ölüme yakın deneyim) geçirmiş. Kendi dalı olmasına rağmen ÖYD sırasında yaşadıklarını nörofizyolojik olarak açıklayamayacağına karar vermiş. Dünyada böyle durumlar yaşayan çok insan var. ÖYD (Ölüme yakın deneyim) yaşayanların ortak görüşü öldükten sonra insanın bilinçli varlığının devam ettiği yönündedir. Dünyada milyonlarca vaka olmuş olması bilim insanlarında kafasını karıştırmaktadır. Fakat, kimi bilim insanları bazı uyuşturucuların yada bazı deneylerin aynı etkiyi yaptığından dolayı, bu durum, beyin sapının insana oynadığı bir oyun olarak görmektedir. Bu konuda nette bir çok yazı bulunmaktadır. ÖYD’in varlığına inanan insanlar dünya çapında konferanslar düzenleyip insanları aydınlatmaya çalışmaktadır.
ÖYD yaşayanlara göre ölümden geri dönüşün More >

Geçmiş medeniyetlerden bize kalan şehirler.
4 Nis
Geçmişte gelişmiş bir medeniyetin olmadığının düşünülmesinin en büyük sebebi “neden şehirlerini bulamıyoruz?” sorusudur. Oysa burnumuzun dibinde olan şeyleri göremiyoruz. Aslında teknolojik eserleri bulabilmemiz mümkün değildir. Çünkü zaman ve doğa 20-30 bin yılda geriye bir şey bırakmıyor. Bu konuda yayınlanan bir belgesel fikir verebilir. Belgeselin Türkçe yazılmış halini buradan okuyabilirsiniz. Fakat doğanın haricinde insanlar dünyayı terk ederken hususi olarak kendi eserlerinin gelecektekileri ters etkileyecek olduklarını yok ederler. Bunu özellikle insan kendini tek ve alternatifsiz görüp dünyaya çok daha iyi sarılsın diye yaparlar. Eğer dünya bizden önce Atlantislilerin var olduğunu ve kıyametle bir üst yaşama geçtiklerini bilse bilim bu kadar ilerleyemezdi. Bunu bir Budist’in More >

Antik mega yapılar, niçin yapıldı?
4 Nis
Makalelerimin içinde, henüz ispatlanmamış olan önemli bir öngörüm var. Geçmiş insanlardan bize kütüphaneler kaldığını söylüyorum. Bu konu benim ve teorilerim için çok önemli. Onun için bu konuyu biraz daha incelemek istiyorum.
http://www.seyfullahdemir.com/gecmis-medeniyetlerden-bize-kalan-kutuphaneler/ adresinde incelediğim konunun en önemli delili Kuran’dı. Kuran’a göre bu kütüphanelerin yedi tane olabileceği söylenmişti. Linkini belirttiğim yazıdaki gibi dünya üzerinde gerçek anlamda iki kütüphane olmalı. Diğer kütüphaneler ise bir sandık büyüklüğünde elektronik bir cihaz şeklindedir. İçlerinde geniş bilgiler vardır ama asıl geniş bilgiler sözünü ettiğim iki kütüphanede olmalıdır.
Yalnız Sfenksin (Büyük Piramit) sakladığını düşündüğüm yerde, bilimsel verilere göre büyük bir kütüphane gözükmüyor. Yapılan araştırmalar Sfenks’in ayakları altında küçük bir odanın More >

Eşref Armağan mucizesi
1 Nis
Eşref Armağan-Dünyayı Şaşırtan Türk
Kör ressam Eşref Armağan bilim dünyasını altüst etti. Her şeyi beyin olarak gören bilim insanları kör bir insanın resim yapmasını anlayamıyor. Hele bu resimler üç boyutlu görebilmeyi gerektirdiğinde nasıl yorumlayacaklarına şaşırıyorlar. Gözleri gören birçok insanın perspektif bir resim çizemediğini düşündüğümüzde, kör bir insanın mucizeler yarattığını anlamak gerekir. Zaten videonun sonunda Eşref beyin aldığı alkışın yoğunluğu ne kadar harika bir iş yaptığını gösteriyor. Gerçekten Eşref Armağan tarihte yerini almaya hak kazanmış bir yetenek sergilemiştir.
Bilim bu konuya açıklık getiremiyor. Tek diyebildikleri “şimdiye kadar bildiklerimiz yanlışmış”. Şaşırdıkları şeyden biri de görmeyen bir insanın beyninde aktif olmaması gereken bir bölümünün aktif More >

Evrenin oluşumunu açıklayan her şeyin teorisi
31 Mar
Evren hakkında fikir jimnastiği
Evrenin, Euclides geometrisine uyup uymadığını bilmiyoruz. İnsan ölçeğinde uzayın eğriliği sıfırdır. Yani bir üçgenin iç açıları toplamı 180˚’dir. Bu durumda evren sonsuzdur. Fakat uzay eğri olabilir. Bugün biliyoruz ki büyük kütleler uzayı büker. Ayna etkisi sayesinde büyük kütleler arkalarında kalan gök cisimlerinin ayna görüntüsünü oluşturur. Yani uzayın eğri olmasının önünde bir engel yok. Kozmik ölçekte bu eğriliğin pozitif mi, negatif mi olduğu önemli olur. Eğer negatif ise evren Hiperboloid (semer şekilde) uzaydır. Öyle bir evrende üçgenin iç açıları toplamı 180˚’den azdır. Eğer evrenin eğriliği pozitif ise hiperküre evren olur. Böyle bir evrende üçgenin iç açıları toplamı 180˚’den More >

Göbeklitepe, Çatalhöyük, Sümer Üçgeni
27 Mar
İnsanoğlunun dünya üzerindeki macerası tam bir mutabakat olmasa da kabaca biliniyor. 6-8 milyon yıl önce ilk hominidin yaşamış olduğu düşünülüyor. Âdemoğlunun kökeni ise biraz daha karışıktır. Çünkü birçok araştırmanın sonuçları çok farklı tarihleri gösterdiği için net bir sonuç çıkmasa da genel kabul 200 bin yıl olduğu yönündedir. Bulunan kemiklere bakarsak daha uzak tarihleri baz almamız gerekir ama Genler üzerine yapılan çalışmalar, çok daha yakın zamanları göstermektedir. Erkeklerin Y kromozomu üzerindeki çalışmaya göre Âdem 60 bin yaşındadır. Kadınlardaki mtDNA’ya göre ise Havva 130 bin yaşındadır. Ortak bir zamana ulaşılamadığı için Âdemoğlunun geçmişi 200 bin yıl olarak kabul edilmektedir ama bana göre More >

Deccal şu anda içinde yaşadığımız dünya düzenidir.
26 Mar
Müslümanlığın sözlü geleneğinde gelen Deccal, İsa, Mehdi üçlüsünün dönem ismi olduğunu söylemiştim. Bu konuyu buradaki makalemden okuyabilirsiniz. Bu makalede daha çok deccaliyet üzerinde duracağım. İçinde bulunduğumuz dönem deccaliyet dönemidir.
Deccal kelime anlamıyla; “yalancı, hilekâr; zihinlerde, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran; bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen; her yeri dolaşan kötü ve uğursuz kişi” gibi anlamlara sahiptir. Bu anlamların hemen hepsi doğrudur. Şimdi bu anlamlar açalım.
Öncelikle “bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen” anlamıyla başlamak istiyorum. Çünkü en önemli ve gizli tanım bu kelimelerde saklıdır.
Yazılarımda hep yazdığım şey, içinde yaşadığımız dünyanın bir hologram görüntüsü olduğudur. Bu hologram görüntü gerçek yapımızı saklamaktadır. En More >

Cennet Cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri
25 Mar
Şair Yunus:
Cennet Cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni
Diyerek cennetin önemli olmadığına çok güzel vurgu yapmıştır. Bende bu makalemde cennetin nasıl bir yer olduğunu araştıracağım. Bu konuda güvendiğim iki kaynağa başvuracağım. Biri Kuran, diğer MS 2150 kitabıdır.
Makalelerimi okuyanların Kuran’ın sembolik dille yazıldığını söylediğimi bilirler. İşte cennet; altınçağı sembolize eder. Cennetin Kuran’daki tanımıyla, Makro felsefeyi birleştirdiğimizde karşımıza güzel bir anlatım çıkar. Ben her iki kaynağın da bizi bilgilendirmek üzere yazdırıldığını düşünmekteyim.
Bunun için önce; önemli iki tanımı anlamak zorundayız. Makro felsefe ve mikro felsefe…
En kısa tanımıyla Makro felsefeye göre kendine değil başkalarına hizmet önemlidir. Mikro felsefeye More >

İnsanlığın yönlendirildiğine üç örnek.
24 Mar
Gelişimimiz için bizi yönlendiren kutsal mekânlar açık ve kapalı olarak kişileri bilgilendirir. Fakat insan bedeninin bu işi desteklemesi gerekir. İnsanlığın ilk dönemlerinde bu yönlendirme işlemi vahiy veya sezgi yöntemi ile yapılamıyordu. İnsanın zekâ seviyesi müsait değildi. Vahiy sistemi de insanlıkla beraber gelişmiştir. Musa peygamberin yapısı vahiy sistemine uymadığı için ona teknolojik bir araç verilerek iletişime girilmiştir. Ona bilgileri, ahit sandığı denen telsiz ile vermişlerdir. Daha sonra gelişen İsa peygamberde yeterli duruma gelmediği için Essenilerin elinden eğitim alması sağlanmıştır. Muhammet peygamber bile mağaralarda yalnız kalarak düşünmek eylemini yaparak kendini açabilmiştir.
Kişiler kutsal mekânlardan bilgi aldığını anlıyorsa buna vahiy denir. Yok, eğer anlamıyorsa More >

Rüyalarımızın başka anlamı mı var?
22 Mar
Rüyaların insan hayatındaki yerini çoğumuz ihmal ederiz. Çoğu zaman gördüğümüz rüyaların bir anlam ifade etmemesi onları dikkate almamamıza sebep olur. Aslında manevi yönü ihmal ettiğimiz oranda rüyalarımızı da ihmal ederiz. Manevi yönü ihmal etmeyen Budist veya Hindular rüyalarına çok fazla önem verirler. Fakat rüyalar iki guruba ayrılır. Birinci guruptakiler Sigmund Freud’un dediği gibi, günlük yaşamda bastırılarak bilinçaltına atılmış istekler, semboller biçimine bürünerek rüyalarda ortaya çıkar. İkincisi haberci rüyalardır. Bu haberci rüyalar bazen yapmamız gerekeni, bazen önemli bir haber, bazen de bir tehlikeden korunmamızı söyler.
Bizler manevi yönü ihmal ettikçe bu tür rüyaları göremez oluruz. Çünkü haberci rüyalara inanmayan biri için rüyanın More >

Bir bilgisayar içinde yaşıyoruz.
15 Mar
Gerçek nedir? bir bilgisayar içinde yaşıyoruz !
Çok uzun bir belgeselin küçük bir bölümünün linkini aldım. Bu belgeselin tüm bölümlerini izlemenizi şiddetle öneririm. Bilimin geldiği son durumu özetliyor.
Ben bir bilgisayar içinde tıpkı matrix filmindeki gibi yaşadığımızı söylüyorum. İşte bu belgeselde de bu durum inceleniyor. Önce videoyu özetlemeye çalışayım.
Bilim insanı Rich Terrile evren ve insan yaşamının bilgisayarlarda simüle edilmiş bilgisayar oyunlarına benzediğini düşünüyor. Bilgisayarlarda insan beyni yaratılabilir diyor. Bilgisayarların işlemci gücü her 13 ayda iki katına çıkıyor. Şu an gezegendeki en iyi bilgisayar insan beyniyle karşılaştırılabilecek düzeyde ve hız yönü çok daha iyi. Bu gelişme hızıyla önümüzdeki 10 yıl içinde (2020) etrafımızdaki her şeyi bilgisayar ortamında More >

İnsanlığın gelişimine etki eden faktörler
14 Mar
Şekil 1 Bereketli hilal
Bu makale 16 Mart 2015 tarihinde güncellenmiştir.
İnsanlığın gelişimine baktığımız zaman insanlığın gelişiminde Sümerlerin yeri bir başkadır. Elbette bağımsız olarak birçok medeniyet daha gelişti ama insanlığın bu günkü duruma gelmesini Sümerlere borçluyuz. Örneğin Mısır ya da İndus medeniyetleri de vardı ama onlar kendi içlerinde kapalı kaldılar ve onlardan sonra gelenlere bilgi aktarmadılar. Oysa bugün bildiğimiz matematik veya tarıma kadar her şey Sümerlerden mirastır.
Anladığım kadarıyla Sümerler insanlığı yönlendirmek için kullanılmıştır. Onların modeli kullanılarak daha sonraki Yunan veya Roma modelleri oluşturulmuştur.
İlk medeniyetlerin Mezopotamya’da oluşması bir tesadüf değildir. Bereketli hilal denilen bölge medeniyetlerin başlayabilmesi için uygun koşullara sahiptir.
İnsanlığı organize edenler (Sümer More >

Sümerli Ludingirra’nın anıları
14 Mar
Sayın Sümerolog Muazzez Çığ, yazdığı (bir Sümerlinin yazıtlarından oluşan) “Sümerli Ludingirra” isimli kitabında, güzel bilgiler derlemiş. Nippur kentinde yüksek tahsil yapmış Ludingirra isimli bir öğretmenin Sümerlerin unutulacağı kaygısıyla geleceğe bıraktığı 23 tabletin çözümlemesinden oluşan kitap, gerçekten ilginç bilgiler içermektedir.
Ludingirra Asurluların Sümer’i ele geçirdiği yıllarda yaşamış bir Sümerli. Asurluların; Sümer gelenek, görenek, destan ve bilimini kendi dillerine çevirip, kendilerinin malıymış gibi yazmalarından rahatsızlık hisseden ve onu engellemeye çalışan biri. Okuduğum kitap onun yapmak istediğini liyakatla başarmış olduğunun delilidir.
Ludingirra’nın yazdığı ve elimizde olan 23 tane tablette; anılarını, geleneklerini veya eski destanlarını anlatmış. Belki tabletler çok daha fazladır ama biz şimdilik bunlarla yetineceğiz. More >

DAHİ olmanın sırrı…
14 Mar
Dehanın, zeki, akıllı olmakla bir ilgisi yok. Hele testlerde 100 tutturmanın ya da 10 yaşına gelmeden 6 dili ana dili gibi konuşmanın, deha ile hiçbir ilgisi yok. Deha, bilinmezliği, romantikliği, anlaşılmazlığı içeriyor.
Bilim adamları, mistik dehayı bir sürü istatistik yığınıyla açıklamaya kalkıştılar. Ne yazık ki, 18. yüzyıl Shakspeare sonelerindeki tutku, data yığınlarıyla açıklanamadı.
Bu satırlar Bilim Teknik dergisi Kasım 1993 sayısından alınmıştır. Görüldüğü gibi Süper zeki olmakla dâhi olmanın bir ilişkisi yok. Zekâ belli bir düzeyde her insanda bulunur fakat dâhilik çok az insana nasip olmuştur. Dâhi: bir konuda kimsenin düşünmediğini bir şekilde düşünerek ilişkisiz konular arasında bağ kurabilendir.
Focus dergisi son 1000 More >
Serbest Platform
11 Mar
İngilizceye çevrilmesi gereken makaleler. Çevirmek isteyen arkadaşlar hangi makaleyi çevireceklerini yorum olarak yazarsa, bir başkası o makaleyi çevirmez. 2018’e girerken bu işin yapılmasını sağlayacak kaşifleri bekliyoruz…
Kıyamete beş kala…
Bilinçaltı nedir, nerededir?
Âdemoğlunun dünyadaki zamanı doldu mu?
“Yaratıcı” üzerine bir inceleme
Nuh Tufanının anlamı…
Neden bu kadar çeşitli din var?
Dünyada dinlerin var olma sebebi!
Günümüze kalan altın çağ şehri var mı?
Tarih Yeniden Yazılacak
Piramitleri Atlantisliler yaptıysa neden?
Arkeologlar mı, Daniken mi haklı?
Beyin, ruh bağlantısının bilimsel altyapısı…
İnsanlar arasında neden farklar var?
Ruh beden ilişkisi
Öte dünyada neler oluyor
Neandertaller+Cro Magnon=Atlantisliler
Teknoloji ürünü fosiller soru işaretleriyle dolu.
Cennet ve Cehennemin anlamı
ÖYD yaşayanlar hayal mi görüyor?
Geçmiş medeniyetlerden bize kalan şehirler.
Antik mega yapılar, niçin yapıldı?
Eşref Armağan mucizesi
Evrenin oluşumunu More >

Antik çağ teknolojileri
6 Mar
Videoyu izleyin fazla söze gerek yok. Antik insanlara teknolojik yardım yapıldığı çok açık…
Ben özellikle bazı şeylere dikkatinizi çekmek istiyorum. Lübnan Jerah kentinde bulunan bir taş akıl mantık dışı görünüyor.
Şekil 1 Bu sütunun nasıl bir teknolojiyle kesildiği tam bir muamma.
Şekil 1’de görülen sütun 4’lü bıçağı olan bir makineyle kesilmiş. Bu şehir M.S. 1.yy’da Romalılar tarafından kurulmuştur. O dönemlerde böyle bir aletin olduğunu düşünmek, epey uçuk görünür ama kabul etmekten başka çare yoktur. Belgeselde bu taşın kesilmesi için bir alet oluşturulmuştur. Fakat bahsedilmeyen şey taşları kesebilecek bıçağın, o dönemde yapılamayacak olmasıdır. Bu gün kullandığımız hızarlar, ileri teknoloji ürünüdür. Normal demirden bir hızarın, More >

Teknoloji ürünü fosiller soru işaretleriyle dolu.
6 Mar
Şekil 1 Yüz-Yüzkırk milyon yıllık çekiç.
Bu çekiç fosili bulan bayan Emma Llano Uplift dağında bulmuş olduğu iddia edilmektedir. Yaratılış Müzesi müdürü Dr. Carl E. Baugh, Hans – Joachim Zillmer’e fosil için yapılan araştırmaları inceleme imkânı vermiştir. Araştırmalarda “çekicin sapının kristalize olup taşlaşabilmesi için 100-200 milyon yıl gerektiği” belirtilmektedir. Bu çekiç bir su birikintisi içinde üzeri alüvyonlarla kaplanarak (en az 2 atmosfer basınç altında) oluşmuş olduğu düşünülmektedir. Çekiç birçok bağımsız kuruluş tarafından incelenmiş ve gerçek olduğuna hükmedilmiştir. Ayrıca demir kısmının yüksek kalitede olduğu anlaşılmıştır. Bu çekicin içeriği bugün bizim kullandığımız demir içeriğine sahip değildir. Çekici bulanlar fosili ayırtırken demir kısmını çizmişlerdir. More >

Zülkarneyn’in bize bıraktığı sırlar…
26 Şub
İnsanlığın dünya üzerideki ilk akıllı tür olduğu yanılgısını düşünüp durduğum bir gün düşünceler içinde dalgın dalgın gezerken mutlaka bizden önce yaşamış olanlardan bize bırakılmış bilgiler olması gerektiği sonucuna vardım. O zamandan beri epey bilgiye ulaştım. İlk olarak biz bu dünyadan gideceksek mutlaka gelecektekilere bilgiler bırakmamız gerektiğini düşünmüştüm. Bu durumu sadece ben düşünmemişim. Daha önce Amerika Birleşik Devletlerinde mühendisler benim gibi düşünmüşler ve -eğer bir gün insanlık bir şekilde yok olursa- diye bir şeyleri geleceğe bırakmışlar. Bu konuyu Eric Von Daniken Tanrıların arabaları adlı kitabında gündeme getirmişti.
1965 yılında New York toprağına, bu dünyada olabilecek en korkunç felâkete bile karşı koyacak sağlamlıkta yapılmış, More >
Flynn etkisi (insanlık gittikçe daha zeki oluyor)
24 Şub
Aslında Flynn etkisini anlatmadan önce Profesör Paul Bloom’un “Neden İnsanlar Farklıdır?” konulu dersinden iki paragraf okuyalım.
İkinci faktör ise, IQ’nun herhangi bir genetik farklılığın olmadığı durumlarda da büyük oranda değişebildiğini biliyoruz. Bunun en etkileyici örneği Flynn etkisidir. Flynn etkisi en çılgın buluşlardan birisidir. Flynn etkisi, insanların giderek daha zekileştiklerine dair bulgudur. Ortalamada ebeveynlerinizden çok daha zekisinizdir – ve IQ testleri bunu gizlemektedir. Saklamalarının nedeni de şudur. Bunu saklarlar çünkü ortalama olarak hep 100’ü alırlar. Yani eve geliyor ve babanıza “Baba, az önce bir IQ testi aldım. 120 aldım.” diyorsunuz. Ve babanız da “İyi iş, evlat. Senin yaşındayken ben 122 almıştım.” diyor, ancak More >
İnancın, insan gelişmesine etkisi
23 Şub
Kimisi dine inanır, kimisi inanmaz. Kimi bir dini saçma sapan görürken, beğenmediği dinden daha kötü olan bir dine ölesiye inanır. Siyasi görüş olarak dahi çok farklı düşünüyoruz. Biri milliyetçilik derken diğeri evrenselcilik der. Kimi bireyin özgürlüğünü öne alırken diğeri devleti öne çıkaran görüşü savunur. Kimileri gelişmeyi başarmışken, bir kısmı olabildiğine geri kalmıştır.
Bu durumun çok basit cevabı yoktur. Kimilerine göre çevre veya yetişme şartları belirler ama benim cevabım biraz daha farklıdır. Durumu anlatabilmek için öncelikle dinleri inceleyerek başlamak istiyorum. Her dinin özel inanan gurubu var. Yani her dini ayakta tutan ve devam etmesini sağlayan insan gurubu var. Aslında inananlara sorarsan dinin More >

Tarih öncesi resimlerinin gizemi 2
20 Şub
Cezayir’in güney doğusunda Büyük Sahra çölünde Tassili n’Ajjer denen yerde bulunan resimler sanırım bilinen en garip şeylerden biridir. Çünkü bilimin; insanlığın geçmişine uydurduğu şablona hiç uymuyorlar.
Bir hatırlayalım; ne diyor bilim: İnsanoğlu ilk medeniyeti Sümerlerle bundan 4500-5000 yıl önce oluşturdu. Ondan önce insanlık taş devrini yaşıyordu. İnsanlık henüz giysiyi modern anlamda geliştirememişti. Oysa bu resimlerde insanlar modern giysiler giymektedir. Bayanlar etek veya pantolon giymekte ve birçok insan başlık takmaktadır. Bunun nesi garip demeyin. O dönemlerde henüz elbise bilinmiyordu. İşin daha garibi çok sıcak olan sahra çölünde zaten pekte elbiseye gerek yoktur. Oysa resimlerde bir dalgıcın elbisesi gibi vücudu tam saran elbiseler More >

Tarih öncesi resimlerinin gizemi 1
19 Şub
Geçmişten kalan pek çok şeye bilim inandırıcı cevap vermekte zorlanmaktadır. Daha doğrusu bilimin insanlığın gelişimine çizdiği “ilkelden gelişmişe doğru gelişmeye” uymayan pek çok veri yan görmezden gelinmekte ya da kimseyi ikna etmeyen bir cevapla durum geçiştirilmektedir. Örneğin; bu gün bizler Kamboçya’daki Ankor kenti, ya da piramit gibi bir eser yapamazken teknolojinin gelişmediği dönemde sırf bir kişinin ihtirasları sonucu yapıldığı düşünülmektedir. Hele Peru’da bulunan Sacsayhuaman ya da Machi Picchu’daki taş duvarları tüm teknolojimize rağmen yapamayız.
Yanlış anlaşılmasın piramitleri, Ankor kentini ya da nemrut tümülüsünü yapamıyor oluşumuzun sebebi havaya atacağımız o kadar paramızın olmamasıdır. Bütün bu zenginliklerimize rağmen o tür eserlere ayıracak paramız More >

Ruhun gelişebilmesi için oluşturulan düzen…
16 Şub
İnsanı, yapay zekâ varı bir şey diye tanımladık ama onun zekâ geliştirmesinin yolu deneyim biriktirmesidir. İşte deneyim biriktirip daha fazla sorunları çözebilecek düzeye gelebilmeye tekâmül etmek diyeceğiz. Aslında insan, tıpkı yapay zekânın daha çok bilgi biriktirerek iyi bir aşçı olması gibi bilgi biriktirip daha zeki olur. Bu kavrama dinler tekâmül der. Her ne kadar tekâmül kâmil insan olma yönüyle sadece alınıyorsa da biz: hem IQ hem de EQ zekâ gelişiminin tamamına tekâmül diyeceğiz. Yani tekâmül kelimesini “bilinç geliştirmeişlemi” anlamında alacağız. Araştırmacılar birçok zekâ yönü tanımlasa da biz kabaca bu iki yönü ele alacağız. Sonraki bölümlerde bu kavramı daha genişleteceğiz ama şimdilik bilincin More >
Ahit sandığı için kullanılan enerji
15 Şub
Eğer Uzaylılar mı Atlantisliler mi Yoksa Melekler mi adlı yazımı okumadıysanız önce onu okumanızı öneririm.
Atlantisliler bizi geliştirirken hem bilim hem de din yoluyla bilgi verdiklerini söylemiştim. Kutsal kitaplardan Tevrat’ta bize epey ilginç bilgilerin verildiğini görmüştük. Atlantislilerin insanlarla uğraştığını Tevrat’tan takip etmiştik. Fakat her an onlarla beraber olamamıştır. Onun için insanlarla her an iletişim içinde olabilmek için onlara bir telsiz (Ahit sandığı) vermiştir. Verilecek telsizin çok uzun süre pillerinin dayanması gerekir. Oysa en iyi şartlarda elimizdeki piller birkaç ay dayanabilirler. Sürekli onlara pil götürmek yerine onlara küçük bir atom reaktörü olacak bir cihaz vermek daha uygun olacaktır. Atlantislilerin soğuk vizyon reaktörünü yapmış More >

Tevrat’a göre evrim ve insanın gelişimi
15 Şub
Anlatmaya çalıştığım bu mantığı Tevrat veya diğer efsaneler desteklemektedir. Şimdi o delilleri Tevrat’tan inceleyelim.
İlk insan hayvanat bahçesi laboratuarlarında geliştirilip Afrika’da çoğalmaya başladığında Âdem cennetten kovulmuş oldu. Kontrol altında çoğalması izlenirken tekrar hayvanat bahçesine girmesin diye engel konuşmuştur. Tevrat’ta çok güzel bir anlatımı vardır.
Yar.3: 24 Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.
Kontrol altında gelişmesi devam eden âdemoğlunun artık medeniyet kuracak kadar geliştiğine karar verildiğinde. Atlantisliler belli ekipler yapmışlardır. Her gurup belli bir sayıda âdemoğlunu alarak seçtiği bölgeye götürmüştür. Bir gurubun Avustralya’ya bir gurubun Amerika’ya götürüldüğünün elimizde delilleri var.
Avustralya’ya More >

İlk medeniyetlerin doğuşu
15 Şub
Medeniyetin, Sümerlerle yoktan ve bir ön hazırlığı olmadan birdenbire ortaya çıkması biraz gariptir. Bu durumu birçok kişi doğal süreç olarak görür. Oysa müdahale edilmeyen ve doğal süreci yaşayan toplulukların böyle bir medeniyet kuramadıkları görülür. Konuyu açıklığı kavuşturmak için bazı kaynaklardan alıntılar yaparak başlamak istiyorum.
Sümerlerde Bilim:Yerleştiklerinde çanak-çömlek yapmayı ve madenleri işlemeyi biliyorlardı. Aşağı Mezopotamya’da Dicle ve Fırat nehirleri kıyısında Uruk, Lagaş, Eridu, Ur, Kiş gibi kent devletleri kurdular. Gelişmiş bir yapı tekniği kullanıyorlardı. Yerleştikleri kesimlerde muazzam bir sulama sistemi kurup, kanallar, barajlar ve bentlerle hem seli önleyip bataklıkları kuruttular hem de düzenli sulamaya dayalı bir tarım geliştirdiler. Tekerleği de icad More >

Uzaylılar mı, Atlantisliler mi, yoksa melekler mi?
14 Şub
Zecharia Sitchin, Sümer tabletlerine yeni bir yorum getirdi ve Eric Von Daniken’in savunduğu düşüncelerin bir benzerini geliştirdi. Her iki yazara göre insanlığı, uzaydan gelenler oluşturmuştur. Sitchin’in gerekçesi çok açıktır. Madenlerde çalışan uzaylıların yerini tutacak bir köle yaratma isteği, insanı ortaya çıkardı. Daniken’e göre ise, net bir gerekçe yoktur. Ben bu durumu uzaylılara bağlamıyorum. Evet, uzaylılar kadar gelişmiş olan bir tür, zaten dünyada vardı. İnsandan önce yüksek teknolojiye ulaşmış bir tür yaşamaktaydı. Tevrat bu insanlara Nefilim demekteydi. Sitchin’e göre bunlar Nibiru’dan gelenlerdir ama ayet tanrı oğullarından başka birilerini de kastetmektedir. Yani tanrı oğullarından ayrı, birileri daha dünyada bir More >
Son Yorumlar