Makaleyi buradan dinleyebilirsiniz…

Eğer Uzaylılar mı Atlantisliler mi Yoksa Melekler mi adlı yazımı okumadıysanız önce onu okumanızı öneririm.

Atlantisliler bizi geliştirirken hem bilim hem de din yoluyla bilgi verdiklerini söylemiştim. Kutsal kitaplardan Tevrat’ta bize epey ilginç bilgilerin verildiğini görmüştük. Atlantislilerin insanlarla uğraştığını Tevrat’tan takip etmiştik. Fakat her an onlarla beraber olamamıştır. Onun için insanlarla her an iletişim içinde olabilmek için onlara bir telsiz (Ahit sandığı) vermiştir. Verilecek telsizin çok uzun süre pillerinin dayanması gerekir. Oysa en iyi şartlarda elimizdeki piller birkaç ay dayanabilirler. Sürekli onlara pil götürmek yerine onlara küçük bir atom reaktörü olacak bir cihaz vermek daha uygun olacaktır. Atlantislilerin soğuk vizyon reaktörünü yapmış oldukları gözüküyor. Sanırım bizde önümüzdeki yıllarda başaracak olduğumuz bir gelişme olacaktır. Böylece çok uzun yıllar dayanabilecek bir pilimiz olmuş olacaktır. Bu durumun Atlantisliler tarafından da böyle uygulandığı Tevrat’ta gözükmektedir. Olayı anlayabilmek için Ahit sandığının özelliklerini incelemek gerekir.

 [stextbox id=”warning”]

1.Samuel 5’e 8: Bunun üzerine ulaklar gönderip bütün Filist beylerini çağırttılar ve “İsrail Tanrısı’nın Sandığı’nı ne yapalım?” diye sordular. Filist beyleri, “İsrail Tanrısı’nın Sandığı Gat’a götürülsün” dediler. Böylece İsrail Tanrısı’nın Sandığı’nı Gat’a götürdüler.

1.Samuel 5’e 9: Ama sandık oraya götürüldükten sonra, RAB o kenti de cezalandırdı. Kenti çok büyük bir korku sardı. RAB kent halkını, büyük küçük herkesi urlarla cezalandırdı.

[/stextbox]

Ahit sandığı radyasyon saçmaktadır. Zira, İsrail dışına çıkarılan sandığın nasıl kullanılacağı bilinmediğinden, herkeste radyasyon etkisi olan tümörler oluştu.

 [stextbox id=”warning”]1.Samuel 6’ya 19: RAB’bin Antlaşma Sandığı’nın içine baktıkları için, RAB Beytşemeşliler’den bazılarını cezalandırıp yetmiş kişiyi yok etti. Halk RAB’bin başlarına getirdiği bu büyük yıkımdan dolayı yas tuttu.

[/stextbox] Ahit Sandığı, kurallara uyup yanaşılmadığında öldürücüdür. Her önüne gelen sandığa yanaşamaz, hele sandığın koruyucularını kaldırıp bakanlar sadece kanser olmadı, çok kısa zamanda da öldüler.

 [stextbox id=”warning”]

1.Tarihler 13’e 9: Kidon’un harman yerine vardıklarında öküzler tökezledi. Bu nedenle Uzza elini uzatıp sandığı tuttu.

1.Tarihler 13’e 10: RAB sandığa elini uzatan Uzza’ya öfkelenerek onu yere çaldı. Uzza orada, Tanrı’nın önünde öldü.

1.Tarihler 13’e 11: Davut, RAB’bin Uzza’yı cezalandırmasına öfkelendi. O günden bu yana oraya Peres-Uzza denilir.

[/stextbox]

Ahit sandığına yanlışlıkla bile tutulamaz. Zira çarpıyor. Bu ayetlerden, Ahit sandığının yüksek voltaj ürettiği anlaşılmaktadır. Bu özelliği yüzünden taşınmasının nasıl olacağı insanlara anlatılmıştır. Fakat yanlışlık sonucu bu voltaja kapılan Uzza, oracıkta ölmüştür.

 [stextbox id=”warning”]Levililer 16’ya 13: Orada, RAB’bin huzurunda buhuru korların üzerine koyacak; buhurun dumanı Levha Sandığı’nın üzerindeki Bağışlanma Kapağı’nı kaplayacak. Öyle ki, Harun ölmesin.[/stextbox]

Ahit sandığı insanları öldürmesin diye yalıtılıyor. Uzza’yı öldüren voltaj Harun’u da öldürmesin diye, sandığa bir koruma yapıldığı anlaşılmaktadır.

 [stextbox id=”warning”]

Levililer 16’ya 23: “Sonra Harun Buluşma Çadırı’na girecek. En Kutsal Yer’e girerken giydiği keten giysileri çıkarıp orada bırakacak.

Levililer 16’ya 24: Kutsal bir yerde yıkanıp kendi giysilerini giyecek. Sonra çıkıp kendisi ve halk için getirilen yakmalık sunuları sunacak, kendisinin ve halkın günahlarını bağışlatacak.

[/stextbox]

Daha önce voltaj için bir koruma yapılmıştı. Şimdi ise radyasyonun etkilerini azaltmak için, çözüm oluşturuldu. Ahit sandığının yanına girip çıkmak için özel elbiseler ve radyasyondan kurtulmak için yıkanmak gerektiği anlatılmaktadır.

1.Samuel 5’e 8 ayetini biraz daha açmak istiyorum. Ahit sandığı bir dönem Yahudilerin elinden alındı. Fakat sandığı alanlar, onu nasıl kullanacaklarını bilmediklerinden etkilenmişlerdir. Aslında Levililer’de, radyasyon ya da yüksek voltajdan korkmuyorlardı. Onların tehlikelerinden bihaberdiler. Onlar tanrıdan korkuyor ve onun emirlerini yapıyorlardı. Görüldüğü gibi soğuk vizyon olduğunu sandığım sistem radyasyon saçmaktadır. Yahve ahit sandığına yaklaşmak için Levilileri eğitmiştir. Onların haricinde olanlar radyasyondan ya da üretilen elektrikten etkilenmektedir. Ahit sandığına ancak özel şartlarla yaklaşılmalı ve dikkatli olunmalıdır. Belki de Yahudilerin ya da Levililerin genleri ile farklı şekilde uğraşılarak, radyasyondan diğer insanlar kadar etkilenmemesi sağlanmış olabilir. Bu ayetlerden anlaşılacağı gibi, tüm Gat halkı etkilenmiştir ama Yahudilerin radyasyondan etkilenmediği görülmektedir. Gat halkında çeşitli urlar oluştu ve bu durumu Yahve’ye atfettiler, böylece sandığı tekrar eski sahiplerine gönderdiler. Rab’bin İsraillilerin derileriyle epey uğraştığını görebiliyoruz. Tevrat’ta işlenen önemli konulardan birisi de insanların derilerindeki hastalıklardır. Demek ki RAB yaptığı gen değişikliği ile insanların derileri üzerinde değişiklik yapmaktadır. Değişiklikleri kontrol eden rahipler bazısına onay verirken bazısına onay vermez. Başarısız olanlar tecrit edilir. Diğerleri normal yaşamlarını sürdürür. Kâhinlere detaylı bilgi veren RAB istediğini elde edene kadar uğraşmıştır. (LEV.13:1-46)

Ahit sandığının izini takip eden Eric Von Daniken’e göre, Ahit Sandığı Süleyman peygamberin Oğlu Menelik’in eline geçmiştir. Ondan sonra sandıktan bir iz yoktur. Fakat bu durum başka kaynaklarda daha farklıdır.

 
Protestan Kilisesinin, Kitabı Mukaddesten çıkardığı Yahudi Tanak metinlerinden biri olan Makabiler’in ikinci bölümünde, güzel bilgiler vardır. O sıralarda Babilliler Kudüs’ü almak üzeredir. Kitapta, Kudüs’ün Babillilere yenilmesinden önce, Yeremya’nın; ikisinin günümüz Eski Ahit’inde yer almadığı, üç tapınak yadigarını alarak, bir mağaraya gizlediği anlatılır.

 [stextbox id=”warning”]

2.Makabiler 2’ye 4’den 8’e: ”Musa’nın çıkıp Rab’bin mirasını gördüğü dağa çıktı. Yeremya oraya vardığında içi boş bir mağara buldu, konutu, sandığı ve yakmalık sunuyu oraya taşıdı, ve kapıda durdu ve kapattı.
Sonra onu izleyenlerden bir kısmı yeri işaretlemek için çıktılar ama bulamadılar. Yeremya, bunu fark ettiğinde onları ayıplayarak; yer bilinmeyecek, tâ ki, Rab halk cemaatini toplayana ve onlara merhamet edene kadar, der.

[/stextbox]

Görüldüğü gibi Yeremya peygamber, Ahit sandığını bir mağaraya gizleyerek kıyamete yani halk cemaati toplanana kadar, gizli kalmasını sağlamıştır. Bende bu hikayenin doğruluğuna inanıyorum. Ve Ahit sandığının yerinin Hatay ilinde olduğunu düşünüyorum. Bunu düşünmemdeki en önemli sebep, Hatay’ın Kudüs’e yakın olması ve Musa Dağı diye bir dağın orada bulunmasıdır. Kutsal mekanlar, birilerinin Ahit Sandığını bulmak için Kudis ve çevresini didik didik edeceklerini biliyordu. Hatay’a gizleyerek günümüze kadar gizli kalmasını sağladılar. Kıyamete kadar gizli kalacak olan Ahit Sandığı Mesih tarafından bulunacaktır. Bunu Müslümanların peygamberinin hadislerinden anlayabiliyoruz.

 [stextbox id=”grey”]

Ona Mehdi denilmesinin nedeni, gizli olan bir şeyin yolunu göstermesidir. Antakya denilen bir yerden Tabut’u yani kutsal emanetler sandığını, ortaya çıkaracaktır. (Suyuti, el- Havi li’l Feteva, II. 82)
Mehdi, Rumlarla savaşmak için bir ordu gönderir. Onun fıkıh bilgisi on aliminkine bedeldir. O, Tabut-u Sekineyi de Antakya mağarasından çıkarır.” (Naim bin Hammad, Kitab-ül Fiten)

[/stextbox] Bu durumu destekleyen ayette bulunmaktadır.

[stextbox id=”warning”]BAKARA   248: Peygamberleri, onlara şunu da söylemişti: Haberiniz olsun, Onun hükümdarlığının alâmeti, size o tabutun gelmesi olacaktır ki onda Rabbinizden bir sekine, Musa ve Harun ailelerinin bıraktıklarından bir bakiyye vardır. Onu melekler getirecektir. Eğer iman etmiş kimselerden iseniz, bunda sizin için kesin bir ibret, bir alâmet vardır.[/stextbox]

Bu ayet, Tâlut ismi altında gizlenmiş Mehdiyi anlatmaktadır. Onun mehdi olduğunun delili olarak Ahit Sandığının ona verilmesi olduğunu söylemektedir. Yalnız Tabutu meleklerin getireceği anlamını pek anlayamadım. Yani ruhsal varlıkların maddi bir cismi getirmesi çok anlamlı değildir. Henüz bir anlam çıkaramadım ama bu konuda Sayın Serhat Ahmet Tan’ın mantığa uygun bir cevabı var. Ona göre Sandık, Ayasofya camisinin zemininin altında bulunmaktadır. Hristiyan inancında yapılan freskler yani melek tasvirleri hemen üstünde bulunmaktadır. “Ayette melek ile kastedilen bu fresklerdir” demektedir. Fakat benim beklentim; Musa dağında melek ismiyle bir yer ya da melek tanımlaması olan bir şeyin içinde olmasıdır.

Bu ayet ve hadislerden Ahit sandığını Mehdinin bulacağı aşikardır. Ayrıca bulunacağı yerin Antakya olacağı bellidir. Hatay’ın diğer adının Antakya olduğunu biliyorsunuzdur. Ben şöyle bir akıl yürütmesiyle bir senaryo oluşturuyorum. Eğer Ahit Sandığı gerçekten Hatay’da ise bu bize önemli bir bilgiyi daha veriyor. O zaman Mehdi, Türkiyeli olmalıdır. Çünkü Hatay Türkiye sınırlarına sonradan katılmış bir şehirdir. Bunu Kutsal mekanlar organize etmiş olmalıdır. Türkiyeli olan Mehdinin Hatay topraklarında araştırma yapabilmesinin yolu açılmıştır. Kıyamete yakın olduğumuzu düşündüğümüzde Hatay’ın Türkiye topraklarına katılmasının bir sebebinin de Suriye’deki karışıklıklardan Mehdinin etkilenmemesi gereğidir. Mehdinin, Ahit Sandığını bulabilmesini kolaylaştırmak için Hatay Türkiye topraklarına katılmıştır. Aslında Türkler Hatay yerine, Musul ya da Kerkük ilini tercih ederdi. Fakat planları yapanlar böyle uygun görmüşler. Benim için en önemli delil; Musa dağı ve onun dibinde Horev diye anılan yerlerin olmasıdır. Bu isimlerin Hatay’da olması asla bir tesadüf olamaz.
Musa Dağı: Rab’bin Musa’ya vizyon ile adanmış toprakları gösterdiği düşünülen dağ.
Horev: İbranice Tanrının Dağı demek.
 
Seyfullah DEMİR