• #1 Yazan: Arda
    yaklaşık 4 yıl önce

    Merhaba Seyfullah Bey,
    Benim bir sorum olacaktı;
    “ Anılarında birçok ritüelden bahseden Ludüngirra, “Tufan olayını da anlatmaktadır. Ludüngirra’nın anlattığı “Tufan” mitolojisiyle Kur’an’ı Kerim’de bahsi geçen Tufan olayını karşılaştırınız?” denmiş proje ödevimde bana bu soruyu çözmemde yardım edebilir misiniz? Teşekkür ederim

    • #2 Yazan: Seyfullah Demir
      yaklaşık 4 yıl önce

      Ludingirra’nın Yaşam öyküsü Tablet 9
      İlk 8 kraldan sonra ülkemizde öyle bir tufan felaketi olmuş ki, her şeyi silip süpürmüş. Anlatıldığına göre, nedense Tanrılarımız yarattıkları insanları yeryüzünden yok etmeye karar vermişler. O sırada Şuruppak kentinde son derece iyi kalpli. Tanrı korkusu bilen, Tanrıların bildirilerini alabilen Ziusudra adlı bir kral varmış. Bizim Bilgelik Tanrımız saygın Enki, Tanrıların insanları yok etme kararına çok üzülmüş; ama onları tek başına bundan caydıramayacağını anlayınca, Kral Ziusudra’ya bir duvar arkasından, bir tufan olacağını fısıldamış ve hemen verdiği ölçülere göre bir gemi yapıp içine alabildiği kadar insanı ve hayvanı sokmasını önermiş. Kral, Tanrının tarifine göre çok büyük bir gemi yapmış, insanları ve hayvanları içine sokup kapısını kapadığı anda, bir fırtınanın patlaması ile birlikte gökten sanki denizler gibi yağmur boşanıvermiş. Bir anda her şey, her yer sular altında kalmış. Buna karşılık kralın gemisi su yüzünde salına salına dolaşmaya başlamış. Bu, bardaktan boşanırcasına yağan yağmur tam 7 gün 7 gece durmadan sürmüş. Yedinci gün Güneş Tanrımız Utu ışıklar saçarak gökyüzünde ortaya çıkmış. Yağmur dinmiş, sular çekilmeye, yer ısınmaya başlamış.

      Ziusudra, ortalığın yatıştığını görünce, koca gemiden çıkıp Güneş Tanrımız Utu, Gök Tanrımız An ve Hava Tanrımız Enlil’in önlerinde yere kapanıyor, onlar için kurbanlar kesiyor. Onun bu saygısına karşı Tanrılarımız da ona, Tanrı gibi ölümsüz bir yaşam vererek güneşin doğduğu yerdeki Tanrılar Bahçesi’ne gönderiyorlar. Tufan gelip geçtikten sonra ülkemize yeniden krallık iniyor ve ilk krallık Kiş kentinde başlıyor. Bu kentte tam 23 kral 24.510 yıl 3 ay ve 3,5 gün krallık yapıyor. Buna göre bir kral 1000 yıldan fazla yaşamış demektir. Doğrusunu isterseniz buna inanmak çok zor geliyor bana. O zamanlar henüz yazıyı icat etmemiş atalarımız. Bu sayılar ve kral adları ağızdan ağza binlerce yıl sonraya ulaşırken belki arada birçok kral adı unutuldu……

      Sümerlerde Tufanın nedeni?

      Ludingirra’nın yaşam öyküsünde açıkça bahsedilmiyor ama Tufan kararını tanrılar meclisi vermiştir. Nedeni de Tanrılardan Enlil’in insanların mutluluğunu çekememesidir. Daha sonra babilliler dönemine ait bir tablette Ea’nın (Enlil) insanların sevişme seslerinden rahatsız olması bu kararın alınmasına sebep olmuştur diye anlatılır.

      Kuran’a göre Tufanın nedeni?

      “Andolsun ki Nuhu kavmine gönderdik te, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı. Onlar zalim kimseler iken nihayet tufan onları yakaladı. Fakat Nuh’u ve gemi halkını kurtardık. Ve bu hadiseyi âlemler için bir ibret kıldık” (Ankebut: 14-15)
      Görüldüğü gibi sebepler aynı gibi. Nedenler çok açık yazılmasa da genel kanı insanlığın yoldan çıkmış olması tufanın sebebidir. Kuran’da da, Sümerlerde de sebep bu olabilir.

      Sümer’de Tufanın oluş şekli… SÜMER MİTOLOJİSİ sayfa 174

      Enki, dindar, tanrı korkusu olan alçakgönüllü kral Ziusudra’ya tanrıların korkunç kararını bildirir ve çok büyük bir gemi yapıp kendisini kurtarmasını salık verir. Geminin yapılışını ayrıntılarıyla anlatan uzun pasaj kayıptır; metnimiz yeniden başladığında tufanın anlatılmasının ortasına gelinmiştir:
      Olağanüstü kuvvetli bütün fırtınalar, bir olup saldırdı,
      Tufan yeryüzünü kapladı,
      Yedi gün, yedi gece boyunca,
      Tufan ülkeyi kasıp kavurdu,
      Koca gemi azametli sulara çarpıp dururken,
      Işığını yere göğe saçan Utu çıktı.
      Ziusudra koca geminin bir penceresini açtı,
      Kral Ziusudra,
      Utu’nun önünde yerlere kapandı,
      Bir öküz kesti kral, bir koyun kesti.
      Burada yine büyük bir parça kırık; metnimiz yeniden okunur hale geldiğinde, Ziusudra’nın ölümsüzleştirilmesini betimler:
      Kral Ziusudra,
      An ve Enlil’in önünde yerlere kapandı;
      Ona tanrılarınki gibi bir hayat verdiler,
      Tanrılarınki gibi ebedi soluğu onun için yere indirdiler.
      İnsanın ve …nin adının koruyucusunu,
      Geçiş dağında, Dilmun dağında, güneşin doğduğu yere
      Onlar (An ve Enlil) yerleştirdiler.
      Şiirin kalanı okunamamaktadır.

      Daha sonraki versiyon ise şöyle özetlenebilir.

      Bâbillilere ait en tam sayılan tufan hikâyesi, Gılgamış destanında bulunur. Destanla ilgili eldeki metin, Asurbanipal Kütüphanesi’nden gelmektedir ve çok eski orijinal metinlerin kopyasıdır. Destan, 12 tablete yazılmıştır. Tufansa, on birinci tablettedir.
      Gılgamış Destanı’nda bu Tufan’ın oluş şekli ve Tufan’ın nedenleri arasında Tanrıça İştar(İnanna)gösterilmektedir. Tufan’ı başlatan Tanrıça İştar ile Bel’dir. Gılgamış ise Tufan’dan kurtulmuş olan ve sağ kaldığını öğrendiği Utnapiştim’i bulmak istemektedir.
      Uruk şehrinin kralı Gılgamış, dostu Engidu’nun ölümü üzerine onu tekrar hayata döndürmek amacıyla tufandan kurtulup ölümsüzlüğe eren Utnapiştim’i bulup kendisinden ölümsüzlüğün sırrını öğrenmek ister. Utnapiştim ona tufan olayını anlatır. Utnapiştim, Fırat kenarındaki Şuruppak şehrinin kralıdır. İnsanoğlunun aşırı (bazı çevirmenler “aşırı sevişme gürültüsü” şeklinde çevirmektedir) gürültüsünden rahatsız olan tanrılar, insan soyunu tufanla yok etmek isterler; fakat Tanrı Ea, Utnapiştim’i haberdar eder ve ailesiyle birlikte belli sayıda hayvanı kurtarmak için bir gemi yapmasını söyler.
      Geminin eni boyuna eşit olacaktır. Hemen işe koyulurlar, Alt ve üst güverteleri yedi, ambarı dokuz bölmeye ayrılmıştır. 7. günde geminin yapımı tamamlanır. Utnapiştim gümüşünü, altınını, ailesini, kırların evcil ve yabani hayvanlarının hepsini gemiye alır. Tûfan, sel gibi yağan bir yağmurla başlar ve bu yağmur, 6 gün, 7 gece sürer. Adeta göklerin vanaları açılır, yerin bentleri yıkılır, sonunda her yeri su kaplar. 7. gün fırtına diner ve gemi Nissir dağına oturur. Aynı gün Utnapiştim bir güvercin, sonra bir kırlangıç gönderir, fakat kuşlar geri döner. Nihayet bir karga gönderir, karga geri dönmez. Bunun üzerine Utnapiştim, Nissir dağı üzerindeki gemiden iner ve tanrılara kurban sunar.

      Kuran’a göre Tufanın oluş şekli:

      “Nuh’a şöyle vahyolundu: “Toplumundan, daha önce inanmış olanlar dışında hiç kimse iman etmeyecektir. Artık onların yaptıkları yüzünden tasalanıp durma. Vahyimize bağlı olarak gözlerimizin önünde gemiyi yap. Ve zulmedenler hakkında benimle karşılıklı laf edip durma. Onlar, mutlaka boğulacaklardır.” HÛD 36-37.
      “Gemiyi yapıyordu. Toplumundan herhangi bir grup yanından geçtikçe onunla alay ediyorlardı. Dedi ki Nuh: “Bizimle alay ediyorsanız, biz de sizinle alay edeceğiz. Tıpkı sizin eğlendiğiniz gibi.” HÛD 38.
      “Nihayet emrimiz gelip de tandır kaynayınca şöyle seslendik: “Yükle içine her birinden ikişer çift ve aleyhinde hüküm verilen hariç olmak üzere aileni, bir de iman etmiş olanları.” Ama Nuh’la birlikte çok az bir kısmı iman etmişti. Nuh dedi: “Binin içine! Onun akıp gitmesi de demir atması da Allah’ın adıyladır. Benim Rabbim elbette ki Gafur’dur, Rahim’dir”. HÛD 40-41.
      “Gemi onları, dağlar gibi dalgalar üstünden yürütüp götürüyordu. Nuh onlardan ayrı bir yerde duran oğluna seslendi: “Oğulcuğum, bizimle beraber bin, kafirlerle beraber olma. Oğlu cevap verdi: “Bir dağa sığınacağım, beni sudan korur.” Nuh dedi: “Allah’ın merhamet ettiği dışında hiç kimse için Allah’ın kararından kurtaracak yoktur.” Ve ikisi arasına dalga girdi de o, boğulanlar arasına katıldı.” HÛD 42- 43.
      “Bu arada Nuh, Rabbine yakardı da dedi ki: “Rabbim, oğlum benim ailemdendi! Senin vaadin elbette haktır. Sen, hakimlerin, hükmü en güzel verenisin.” HÛD 45
      “Allah buyurdu: “Ey Nuh! O, senin ailenden değildi. Yaptığı, iyi olmayan bir işti. Hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme. Cahillerden olmaman hususunda seni uyarırım.” HÛD 46.

  • #3 Yazan: Akin Sehap
    yaklaşık 4 yıl önce

    İlmiye hocanın kitabı, Ludin Girra’nın tabletlerinden değildir. Ludin Girra’ya ait sadece bir tablet vardır. O da şiir tableti. Ludin Girra anılarını yazmamıştır ve öğretmen değildir. İlmiye hocanın adını verdiği kitabının hayali kahramanıdır. Kitabı baştan sona İlmiye hoca kurgulamıştır
    Sümerler hakkında yaptığı 50 yıllık çalışmalarının özeti olarak bu kitabı yazmıştır

    • #4 Yazan: Seyfullah Demir
      yaklaşık 4 yıl önce

      Akın Kardeşim,
      Evet İlmiye hanım biraz bilim kurgu yapmıştır ama sizin dediğiniz gibi sırf kurgu değildir. 23 tabletin hepsi mevcuttur. Eğer kitabın önsözünü okursanız ne kadar gerçeğe uyduğunu anlarsınız… Bilimsel bir çalışmada kaynak olarak almak doğru olmaz. Çünkü İlmiye hanım tabletlerde yazanları kendi tahmin ettiği şekilde süslemiştir. Yani tabletlerin birebir çevirisi değildir. Tecrübesiyle biraz kurgu katmıştır. Fakat benim gibi Sümer yaşantısını merak edenler için süper bir kaynaktır… İçinde biraz kurgu var diye yanlış düşünmemek lazım. Çünkü o kurguyu yapan kişi ömrünü Sümer tabletleri içinde geçirmiştir. Öyle biri sadece kurgu yapsa bile yine de değerlidir.

  • #5 Yazan: Oğuzcan
    yaklaşık 7 yıl önce

    Sümerlerin türkçe konuştuğunu hangi kaynaktan aldınız Seyfullah Bey ?

  • You activated the 2nd sidebar. Add widgets here from the Dashboard to remove this message