Neden dünya denilen bu gezegendesin? Merak ediyorsan oku…
İnanç
Mucize olarak sunulan Ayın yarılmış olması mümkün mü?
28 Kas
Benim anladığım dünyada daha önce de yaşamış olan herkes kıyamette yaşıyor olmalıdır. Çünkü Meryem93Göklerde ve yerde olan herkes istisnasız, kul olarak Rahman’a gelecektir. Diyerek ikinci uyanma yani ayağa kalktıktan sonra öte dünyaya gidilecektir. Bu süreçte herkes kul olmalıdır. Burada kul kelimesini ben, bedenli insan olarak düşünüyorum. Çünkü bu konuya vurgu yapan başka ayetlerde var. Mü’min 17 Bugün herkese kazandığının karşılığı verilir. Bu ayetteki Bu gün kıyamet günüdür. Câsiye 22 ilah, gökleri ve yeri yerli yerince yaratmıştır. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez. Burada bahsedilen zaman, kıyamet günüdür. Buradaki herkes ile kasıt, kıyamete kadar yaşamış tüm insanlardır.
Genellikle hemen More >
Kuran, gönderilen son kitap mı?
26 May
İslam dini inanışına göre Muhammed peygamber, son peygamberdir. Fakat bu durum, Kuran’ı da son kitap yapar mı? Genel konsensüs Kuran’ın da son kitap olduğu şeklindedir ama bu durum doğru mu? Bizzat Kuran’ın söylemine bakarak bu durumu değerlendirmeye çalışalım.
Enbiyâ 105 ayetinde “Yemin olsun ki Zikir’den sonra Zebur’da da ‘Yeryüzüne iyi kullarım vâris olacaktır.’ diye yazmıştık.” diyerek Kuran’dan sonra Zebur adında bir kitap daha geleceğini söylemektedir. Tefsircilerin hiçbiri, bu ayetteki Zikir kelimesini Kuran olarak düşünmez. Çünkü son peygambere gelen kitaptan sonra peygamber gelmeyeceğine göre kitap da gelmeyecektir. Oysa durum çok farklıdır.
Öncelikle; zikir olarak çevrilen, (الذِّكْرِ) żżikri kelimesini inceleyelim. Sâd 87 ayetine göre, öğüt More >
Altınçağ görevlileri ve özellikleri…
15 Haz
Kuran’ın ilginç ve sembolik yazımından, bilinenin aksine çok farklı söylemleri olduğunu söyleyip duruyorum. Bu makalede de, o konuyu irdelemeye devam edeceğiz. Düşünceme göre, Kuran’ın sembolik anlatımı, insanlığı kıyamete hazırlayacağı için, en önemli sembolleri kıyamet üzerine olmalıdır.
Enbiyâ 105 ayetinde “Şanım hakkı için zikirden sonra Zebur’da da yeryüzüne ancak ıslah eden kullarımın mirasçı olduğunu yazmıştık.” diyerek Kuran’dan sonra Zebur adında bir kitap daha geleceğini söylemektedir. Mealciler bu ayetteki Zikir kelimesinin, Tevrat’ı kastettiğini söylemektedir.
Şimdi, zikir olarak çevrilen, (الذِّكْرِ) żżikri kelimesini inceleyelim. Zikir kelimesi [tooltip layout=”box” text=”İşte o hüküm, biz onu sana bu âyetlerden ve hikmetli zikirden peyderpey okuyoruz” effect=”1″]Âli İmrân 58[/tooltip], [tooltip More >
Dünyadaki sömürü düzeninin sebebi…
14 Oca
Kuran’da bulunan şeytanın kovulması hikayesinin bir benzeri de, Tevrat’ta Yaratılış 3 ve 4’de mevcuttur. Hikâyeler tıpkı basım olmasa da, sembolik anlatımları aynı şeyi söyler. Senaryo ve isimler değişmiştir. Kuran’daki hikâyeyi hatırlatarak başlayalım. O hikâyeyi Âdemin cennetten kovulus sembolizmi adlı makalede, detaylı anlattığım için, kovulma hikayesini oradan okuyabilirsiniz ama, ben yine de, bir özet yapacağım.
Kovulma olayı, iki safhalıdır. Olay, iblisin kovulmasıyla başlar.
Allah, cennette yaşamasını istediği bir insan yaratmaya karar verir. Ve meleklere, “onu yarattığımda ona secde edin” diye tembihler. Fakat İblis bu emri kabul etmez ve cezaya uğrar. Cezası da, kıyamete kadar dünyaya sürülmektir. Dünyada insanları saptırma işini üstlenmiştir.
Kovulma More >
Güneşin batıdan doğması, ne anlama gelir?
30 Ara
Kıyamet alametleri içinde, çokça işlenen biri var ki! epey yanlış değerlendiriliyor. Güneşin batıdan doğacağı söylenip duruyor. Neden yanlış değerlendirildiğine bakalım.
Bu düşüncenin kaynağı olan hadis: [stextbox id=”grey”]Güneş, battığı yerden doğmadıkça Kıyamet kopmaz. Batıdan doğunca, insanlar görür ve hepsi de iman eder. Ancak, daha önce inanmamış veya imanın sevkiyle hayır kazanamamış olan hiç kimseye, bu iman fayda sağlamaz.[1][/stextbox]Aslında hadis ilk bölümünde batıdan doğmaktan bahsetmiyor. Battığı yerden doğmadıkça diyor. Fakat sonradan bu sözü açıklar gibi, batıdan doğunca deyince, herkes bu ikinci anlama göre değerlendiriyor. Buradan, hadisi nakleden kişinin, işin içine kendi anlayışını kattığını ve hadisi olduğu gibi aktarmadığını anlıyoruz.
Hadisin orijinali More >
Kıyamete doğru, Türkiye’nin misyonu
23 Kas
Hemen her millete küçüklü büyüklü bir misyon yüklenmiştir. Bu misyonlardan bazısını bariz görebiliyorken pek çoğunu göremeyiz. Normal olarak geniş açıdan baksak bile, çoğunluğunu görmeye anlayış kabiliyetimiz yetmeyebilir.
En bariz misyon, Yahudilere yüklenmiştir. Onların misyonu, insanlığın bilimsel yönüne önayak olarak kapitalizmin; daha anlaşılır ve güzel tanımıyla deccaliyetin oluşumuna zemin hazırlamaktı. Batı, o misyonu kendine rehber yaparak, deccaliyeti dünyaya hâkim kılmıştır.
Deccaliyet; insanlığı adaletsiz, haksız, hukuksuz yönettiği için bir noktada sona ermesi gerekmektedir. Niçin bu günkü kapitalist sistemi “deccaliyet” olarak tanımladığımı anlamak için, “Deccaliyet şu anda içinde yaşadığımız dünya düzenidir” adlı makalemi okumalısınız.
Kuran, Deccaliyetin bitip, Mehdiyetin başlayacağından bahseder. Bakara suresi 246-251 More >
Kuran’da ki Sembolik anlatım
15 Haz
Kuran’ın sembol diliyle yazıldığını söylemekteyim. Kuran, “Yecüc Mecüc gibi” anlamının ne olduğu bilinmeyen kelimeleri, sembol şeklinde kullandığı gibi; “demir gibi” bazı kavramları da bilinen anlamlarının arkasına gizlemiştir. Bunu yapmasındaki sebep, gerçek anlamın kıyamette ortaya çıkmasını sağlamak içindir. Zaten Kuran’ın sembolik dille yazılmasının sebebi de odur. Bir metin yazıyorsunuz ama vermek istediğiniz mesaj çok sonraki insanlara gitmelidir. Yani asıl hedef, ancak kapasite olarak onu anlayacak, gelecekteki insanlar olacaktır. Kuran bu mantıkla yazılmış bir eserdir. Elbette içindeki tüm mesajlar, sembolik değildir. Zira mevcut inancın oluşmasını da sağlaması istenmiştir. Böylece mevcut inanç oluşmuştur. Artık, gerçek mesajın ortaya çıkması zamanıdır. Zira, More >
Dünyada dinlerin var olma sebebi!
2 Eki
İnsanoğlu olarak bilgi konusunda çok geriyiz. Bu sözümün gerçek anlamını, kaç kişi algılayabilir bilmiyorum ama gerçekten bilgi konusunda çok çok geriyiz. Şöyle örnek vermeye çalışayım. Anne karnındaki bir ceninin evren hakkında bilgisi ne kadarsa, bizim de gerçek hakkındaki bilgimiz o kadardır. Hemen hepiniz, çok abarttığımı düşünüyorsunuzdur ama inanın hiç abartmıyorum. Hepiniz fizik, kimya, biyoloji, astronomi, tıp, ekonomi, sosyoloji, matematik, din vb konusunda epey şeyler öğrendiğimizi düşünebilirsiniz ama inanın o bilgilerin tümü sanal. Yani gerçek bilgiye giden yolda, birer mihenk taşıdır. Hiçbiri gerçek değil. Bunlar sadece gerçek bilgiyi anlamada bize yardımcı olacak şeylerdir. Neyi anlatmaya çalıştığım, tam olarak More >
Sürüngenlikten insana giden yol…
13 Tem
Pek çok kişi beynimizin, dıştan içe üç katmandan oluştuğunu bilir. Bu katmanları bilim insanları, “insan beyni yani düşünen beyin”, “maymun beyni yani duygusal beyin” ve “sürüngen beyni yani ilkel beyin” olarak isimlendiriyorlar. Maymun beynine ben memeli beyni demenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Bu sıralamanın böyle yapılmasının sebebi gerçekten adı geçen beyinler o hayvan guruplarıyla aynı özellikleri gösteriyor olmasındandır.
Solunum, kalp, damar ve sinir fonksiyonları gibi vücudun hayati faaliyetlerini; tehlikelerden sakınmayı, canımızı yakacak durumlardan uzaklaşmayı; üreme faaliyetlerini, zevk almayı… sürüngen beynimiz yönetiyor. Sürüngen beynimiz, karmaşık mesajlarla, toplumsal, kültürel ve etik ayrıntılarla vakit kaybetmiyor. O, hayatta kalmaya ve sahibinin çıkarını More >
Yaratılışa mı, evrime mi inanalım?
2 Tem
Konuya başlamadan önce, evrimin ne olduğunun bir tanımını yapmak gerekir. Müslüman bir ülkede yaşadığımdan dolayı yaratılış teorisini Kuran (biraz da Tevrat) bazında değerlendireceğimi belirtmeliyim. Öncelikle evrim kuramını evrimcilerin anlatımıyla inceleyelim. Evrimin tanımı ve mekanizmaları adlı bloktan okumanızı öneririm. Lütfen mutlaka okuyun. Çünkü kulaktan dolma ya da konudan haberi olmayanların ya da haberi olup da, kasıtlı olarak saptıranların yazdıklarını gerçek sanıp şartlanmış bir karşı çıkış ya da, kabulleniş içinde olabilirsiniz. O zaman gerçekleri kaçırırsınız. Çünkü evrim teorisi dünyadaki yaşamı açıklamaya çalışan bilimsel kökenli, deneylere dayalı tek teoridir. Yaklaşık 200 yıldır çürütülmeye çalışılmaktadır. Kabul edilmekte bu kadar zorlanılmasının sebebi “insanın More >
Neden bir dine inanırız?
1 Haz
İnsanoğlu olarak bilgi konusunda çok geriyiz. Bu sözümün gerçek anlamını kaç kişi algılayabilir bilmiyorum ama, gerçekten bilgi konusunda çok çok geriyiz. Şöyle örnek vermeye çalışayım. Anne karnındaki bir ceninin evren hakkında bildiği kadar, bizim de bilgimiz var. Hemen hepiniz çok abarttığımı düşünüyorsunuzdur ama inanın hiç abartmıyorum. Hani fizik, kimya, biyoloji, astronomi, tıp, ekonomi, sosyoloji, matematik, din vb konusunda epey şeyler öğrendiğimizi düşünebilirsiniz ama, inanın o bilgilerin tümü sanal. Yani gerçek bilgiye giden yolda birer mihenk taşıdır. Hiçbiri gerçek değil. Bunlar sadece gerçek bilgiyi anlamada bize yardımcı olacak şeyler. Neyi anlatmaya çalıştığım, tam olarak gerçek bilgiye vakıf olduğumuzda More >
Bilinç, hafıza ve bilinçaltı nedir, nerededir?
4 Eki
Öncelikle videoyu dinlemenizi öneririm. Psikiyatrist Profesör Doktor Nevzat Tarhan; insanın oluşumunu anlatırken, insanın dünyasal olmayan şeylerden oluştuğunu söylemektedir. Ve bu dünyasal olmayan şeyin kuantum evrenle bir ilişkisinin olduğunu anlatmaktadır. Aynı şeyi Fizyolog Profesör Doktor Sinan Canan da söylemektedir. Beynin bir yerlerle bağlı olduğunu açıkça söylemektedirler.
Öncelikle Bilim tarafından kabul gören, Bilinç, bilinçaltı ve hafızanın basit tanımını yapmak gerekir.
Bilinç: insanın kendisini, çevresini ve olup biteni tanıma, algılama, kavrama, fark etme yetisi.
Hafıza: Bellek, bilgilerin depolandığı yer.
Bilinçaltı: İnsanda, bilinçdışı olmakla birlikte, kapsamında olanların istendiği zaman bilince çağrılabildiği zihin bölgesi; kişide, bilince inmeyen olayların geçtiği varsayılan iç.
İnsan bilinciyle farkındalığı oluşturur. Bunu yaparken More >
Tevrat’tan Kuran’a, işleyen planlar
26 Şub
Yazılarımda kutsal mekânların isteği olmadan bir yaprağın dahi kımıldayamayacağını yazıp duruyorum. Yani dünyada olan haklı haksız tüm olayların veya beğendiğiniz ya da beğenmediğiniz tüm inançların müsebbibi de onlardır. Eğer bu mantık doğruysa hem Tevrat’ta hem de İncil’de sonra gelecek olan inançların işareti olmalıdır.
Aslında Kuran, İncil ve Tevrat üç büyük din denilen dinler, dünyanın maddi yönünü organize eden kategoriyi oluşturur. Fakat inanç olarak bunlara bir de ateistlik vb inançları da eklemek gerekir. Çünkü dünyanın madde yönünü oluşturan asıl inançlar bunlardır. Maddi yöne en çok değer verenden başlayarak sıralamak gerekirse; Ateizm, Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık olarak sıralanır. Bu durumun More >
Kuran meallerinde hatalı çevrilen ayetler
6 Şub
Kuran’da hatalı çevirisi yapılan ayetler var ama bence mutabakat halinde hatalı çevrilen bazı yerler var. Bunlardan biri Müddesir 31 ayetinde, diğeri Enbiya 105 ayetindedir.
Önce Müddesir 31 ayetine bakalım. [stextbox id=”warning”]
“Biz o ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık. Bunların sayılarını da ancak kâfirler için bir imtihan kıldık ki, kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imanı artsın. Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler. Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler de: ‘Allah bu misal ile ne demek istedi?’ desinler. İşte böyle, Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir. Rabbinin ordularını ancak Rabbin bilir. Bu, insanlar için uyarıdan başka bir More >
“Yaratıcı” üzerine bir inceleme
23 Haz
“Through the wormhole” belgeselinin ilk bölümü, Tanrı kavramını çeşitli yönlerden inceliyor. Beş ayrı bilim insanının, tanrının ne olabileceğiyle ilgili güzel yorumları var.
İlk olarak kozmolog Andy Albrecht, evrendeki dengenin tesadüfen olamayacağını onun için bir plânlayanın olması gerektiğini söylemektedir. Özellikle doğada bulunan dört temel kuvvetin güçlerinin aldığı değerlerin, çok hassas ve önemli olduğunu, evrenimiz gibi bir evrenin olabilmesi için verilerin ancak bu değerlerde olması gerektiğini, rakamların tesadüfen bu değerleri almasının mümkün olamayacağını, onun için bir plânlayıcının olması gerektiğini anlatmaktadır.
Tam bu görüşün zıddı bir görüşü, Dr. Alan Guth savunmaktadır. Ona göre büyük patlamadan hemen sonra oluşan genişleme anında, saniyenin çok More >
Müslümanların geleneksel düşüncelerindeki bazı açmazlar
18 May
Müslümanlarda genel inanç; Allah, din olarak önce Museviliği, arkasından Hristiyanlığı ve akabinde Müslümanlığı getirdiği yönündedir. Budizm, Hinduizm gibi inançlar ise zaten din değildir. Onlar Allah’la ilişkilendirilmez. Birilerinin uydurması kabul edilir.Allah bir din getirdi, insanlar onu değiştirdi. Sonra başka bir din daha getirdi, onu da değiştirdiler. Allah tekrar başka bir din getirmek zorunda kaldı.Bu arada Allah, dünyaya kendi istediği dini yaymaya çalışmasına rağmen Budizm, Hinduizm gibi başka dinler de bir yerlerde türedi. Hatta ateizm gibi Allah’ı yok sayan inançlar bile oluştu.Başka bir gariplikte; şeytanın, Âdemi cennette Allah’a gözükmeden kandırmayı başarmasıdır.Heyy! Müslüman kardeşim hiç düşünmez misiniz? Allah böyle aciz More >
Neden bu kadar çeşitli din var?
30 Nis
Hepimizin bildiği gibi dünya üzerinde çok çeşitli inançlar var. Tüm inançları din kategorisinde gördüğüm için, hepsini aynı kefede düşünüyorum. Yani bana göre Müslümanlık neyse ateizm de, deizm de, Budizm de aynı şeydir. Dünyadaki inançların belli başlılarının sayısı 20 civarındadır. Ve bunlara; küçük kabile dinlerinin çeşitleri dâhil değildir. Ayrıca ateizm, deizm gibi akımlar tek bir inanç olarak alınmıştır.
Dinlere karşı çıkanların genel bir sorusu var. ”Tanrı; neden dünyada tek bir din oluşturmadı? Neden bu kadar çeşitliliğe izin verdi?” diye. Bu sorunun cevabını dünyada dinlerin var olma sebebi adlı makalede anlattım ama, burada başka bir pencereden bakarak tekrar incelemek istiyorum.
İnsan dünyaya gelirken tüm More >
İnsanlar arasında neden farklar var?
19 Nis
Kimisi dine inanır, kimisi inanmaz. Kimi bir dini saçma sapan görürken, beğenmediği dinden daha kötü olan bir dine ölesiye inanır. Siyasi görüş olarak dahi, çok farklı düşünüyoruz. Biri milliyetçilik derken diğeri evrenselcilik der. Kimi bireyin özgürlüğünü öne alırken, diğeri devleti öne çıkaran görüşü savunur. Kimileri gelişmeyi başarmışken, bir kısmı olabildiğince geri kalmıştır. Elbette ilericilik veya geri kalmışlık izafi kavramlardır. Kişilere, yere ve zamana göre değişir. Bu tanımlamayı: 2000’li yıllar sonrası, Türkiye’deki genel anlayışı anlatabilmek için kullanmaktayım.
Bu durumun çok basit bir cevabı yoktur. Kimilerine göre, çevre veya yetişme şartları belirler ama benim cevabım biraz daha farklıdır. Durumu anlatabilmek More >
İnsanlar ve cinlerin yapısının kökeni
18 Nis
Yaratılışımız gereği dünyayı tek gerçeklik sanıyoruz. Dünya haricinde bir yaşam olabileceğini düşünemiyoruz. Oysa dünyamız gerçekliğin dışında, suni olarak oluşturulmuş, sanal bir dünyadır. Bizler onu gerçek algılayalım diye, özellikle dizayn edilmiştir.
Bu durumu şöyle örnekleyebilirim. Bir rüya gördüğümüzü düşünelim. Rüyamızda rüya gördüğümüzü bilmediğimiz için yaşadıklarımızı gerçek sanırız. Canımız yanar, ağlar ya da seviniriz. Hatta rüyamızda normal olmayan bir durumla karşılaştığımız da dahi şaşırmayız. Her şeyi normal olarak kabul edebiliriz. Ancak rüyadan uyandığımızda rüya olduğunu anlar ve anormal durumlar yaşadığımızı anlarız. Şu anda tam olarak bu durumu toplu olarak yaşamaktayız.
Bilim de bu durumun varlığını sezinliyor ama, o kadar dünya değerlerine More >
Kuran’da bulunan akıl dışılıklar ve cevapları
18 Nis
Bu yazımda Müslümanları biraz eleştireceğim. Çünkü Müslümanlar Kuran’ı bırakıp başka verileri kullanarak kendilerine başka din edindiler. Önce bu durumu inceleyelim.
Mevcut İslam inancını oluşturan en büyük kaynak hadislerdir. Aslında Kuran yapısı gereği istenilen tarafa çekilebilecek bir yapıya sahiptir. Onun için hadislerle oluşturulan din bile Kuran’dan zorlamada olsa cevaz alır. Ve bu duruma en büyük gerekçe ise, “Dini Peygamberden daha iyi kim bilecekti” bahanesidir. Bu gerekçe bile çok geçerli değildir ama geçerli sayarak bu durumu incelemeye çalışalım. Aslında bu durumu başkaları da inceleyerek harika bilgiler vermişlerdir. Ben can alıcı birkaç bilgiye değineceğim. Detaylı bilgileri almak için Yaşar Nuri Öztürk’ün More >
Müddesir Suresi ve 19 sayısı
18 Nis
[stextbox id=”warning”]
- Ey giysisine bürünüp kenara çekilen!.
- Kalk da uyar!
[/stextbox]
“Ey! görevlendirilen kişi, haydi dikil, doğrul, kalk göreve başla”. Kastedilenin Mehdi olduğunu düşünüyorum. Çünkü zaten Müzzemmil süresinde, Peygamber göreve çağrılmıştı. Ayrıca Peygamber görevi süresince hiç kenara çekilmedi. Onun için uyarı ona olamaz. [stextbox id=”warning”]
- Rabbinin yüceliğini duyur!
[/stextbox]
Sistemin çalışmasını anlat. İnsanlara gerçekleri duyur. [stextbox id=”warning”]
- Temizle giysilerini!
- Uzaklaştır kendinden pisliği!
[/stextbox]
Yapacağın görevi şâibeden uzak tut. Pisliği çirkinliği egoyu uzaklaştır hayatından. (Şeytanına hâkim ol anlamında) [stextbox id=”warning”]
- Çok bularak başa kakma yaptığın iyiliği!
- Ve yalnız Rabbin için dayanıklı kıl benliği!
[/stextbox]
Asla büyüklenme. Egona yenilme ve görevini yaparken başına gelecek eziyetler ve sıkıntıları kendine dert etme. Sana esinlediğim gibi, More >
Öte dünyada neler oluyor
17 Nis
Diğer yazılarımda bir illüzyonda yaşadığımızı anlatmaya çalıştım. Bu yazımda da bu durumu daha detaylandıracağım. Ruh dünyası, bizi bilgilendirir ama, bu ihtiyaca göre değişiklik gösterir. Budistlere verilen bilgiyle, Hıristiyan’a verilen bilgi çok başkadır. Yani dinler insanlara doğru bilgi vermek için değil onları yetiştirebilmek içindir. İçlerinde doğruya ulaşmayı sağlayan ipuçları da vardır. Fakat ancak belli seviyede olanların anlayabileceği bilgilerdirler. Dinlerin haricinde bizlere başka kaynaklarda sunulmuştur. İşte bu yazımda bu kaynakların en önemlisi olan Michael Newton’un Ruhların Yolculuğu ve Ruhların Kaderi isimli eserlerini inceleyeceğim.
Michael Newton, deneklerini hipnozla doğum öncesine götürerek öte dünya yaşamlarını sorgulayabilmektedir. Ben bu kitapların, bu yöntemle, insanlığın More >
Kuran’da Reenkarnasyon inancı var mı?
17 Nis
Mevcut İslam inancında reenkarnasyona şiddetle karşı çıkılır. Sorularlaislamiyet.com adresinde, “Kuranı Kerim’de Reenkarnasyonun olduğu iddia ediliyor. Bu konuda nasıl cevap vermeliyiz? Kuran ayetleriyle açıklar mısınız?” sorusuna verilen cevabı incelemek istiyorum.
Öncelikle, benim düşündüğüm yeniden doğuş inancını tarif etmeliyim. Çünkü, pek çok farklı yeniden doğuş inancı olduğu için, yanlış anlaşılmayı engellemek gerek. Yazıda reddedilmeye çalışılan reenkarnasyon inancı, benim düşüncelerimle tam örtüşmüyor.
İnsan tekâmül eden bir varlıktır. Kastettiğim tekâmül, beden olarak değil, ruhsal gelişimdir. Fakat maddesel olarak da sonuçları vardır. Tekâmül dediğim şey: İnsanın daha zeki ve daha kâmil insan olmasıdır. Bu gelişim tamamen ruhumuzun gelişimidir ama, ruhun bedene hükmetmesi yüzünden insanın More >
Kuran’a göre insanın yaratılmasının gereği
17 Nis
Ben şunu merak ediyorum. Allah Adem’i yaratırken bu işi nasıl yaptığı sanılıyor. Örneğin;
[stextbox id=”warning”]Sad 71.72. Hani Rabbin meleklere demişti ki: “Ben çamurdan bir insan yaratmaktayım. Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanın.“[/stextbox]
Ayetleri nasıl tasavvur ediliyor. Bana öyle geliyor ki çoğu insan sanki gökten iki tane el uzandı, yerden çamur aldı ve âdemi yoğurarak oluşturdu gibi anlaşılıyor. Ya da Allah bir anda “ol” dedi ve Âdem oluverdi. Pek çok insan böyle düşünür ama ayette bu işlemin bir süreç içinde gerçekleştiği açıktır. Örneğin: Rab bu sözü söylerken henüz yaratma işlemi bitmemiş. Zaten yaratma işlemi bittiği zaman secde More >
Cennet ve Cehennemin anlamı
7 Nis
Kuran’da, kıyamet inancı o kadar güçlüdür ki, Allah inancı ile, eşdeğerdir. Kuran baştan sona kıyametin önemini vurgulayan ayetlerle doludur. Kıyamet sürecini yaşamadan cennet ve cehenneme gidilemez. Onun için önce kıyameti incelemeliyiz. İşin püf noktası kıyametin seçim yapıldığı zaman olmasındadır. Kıyamette neye göre ve nasıl seçim yapıldığını anlarsak, cennet ve cehenneminde anlamı ortaya çıkar. Bu başlı başına düşünülmesi gereken bir durumdur.
İnsanlar bir kere doğacak ve bir kere ölecekse, kıyamet gereksizdir. Kıyamette yeniden dirilmenin mantığı hesap gününün görülmesidir. Oysa her ölen, öldükten sonra hemen hesabı görülüp, gideceği yere gönderilebilir. Niye bir zaman bekleyip de, bir curcuna içinde milyarlarca insanla More >
Kuran’da çözülemeyen çelişkiler
7 Nis
Kuran’da bulunan çelişkiler konusunda, pek çok kişi, sürekli bir şeyler yazmaktadır. Ben, ‘Bilinmeyen Yönleriyle Kuran’ adlı eserinde, Arif Tekin’in yazdığı iki çelişkiyi almak istiyorum. Bunları almamın en büyük sebebi, Kuran’ın nasıl kalıplara sokulduğunu göstermesi içindir. Sonra da, İslam âlimleri durumu kurtarmak için, ayetleri eğip bükmek zorunda kalmıştır. Fakat asla şüphecileri ikna edememişlerdir. Arif Bey kitabında, hiçbir dindarın hoşlanmayacağı pek çok şeyden bahsetmektedir. Pek çoğunun doğru olduğunu düşünüyorum ama, bu durum “Kuran peygamberin kendi yazmasıdır” savını ispatladığını düşünmüyorum. Benim emin olduğum şey, “Kuran gibi bir eser, hiçbir dünya sakini tarafından yazılamaz” olduğudur. Fakat bize anlatıldığı gibi, ortalık asla More >
ÖYD yaşayanlar hayal mi görüyor?
6 Nis
Beyin cerrahı Eben Alexander geçirdiği bir rahatsızlık sonucu ÖYD (Ölüme yakın deneyim) geçirmiş. Kendi dalı olmasına rağmen ÖYD sırasında yaşadıklarını nörofizyolojik olarak açıklayamayacağına karar vermiş. Dünyada böyle durumlar yaşayan çok insan var. ÖYD (Ölüme yakın deneyim) yaşayanların ortak görüşü öldükten sonra insanın bilinçli varlığının devam ettiği yönündedir. Dünyada milyonlarca vaka olmuş olması bilim insanlarında kafasını karıştırmaktadır. Fakat, kimi bilim insanları bazı uyuşturucuların yada bazı deneylerin aynı etkiyi yaptığından dolayı, bu durum, beyin sapının insana oynadığı bir oyun olarak görmektedir. Bu konuda nette bir çok yazı bulunmaktadır. ÖYD’in varlığına inanan insanlar dünya çapında konferanslar düzenleyip insanları aydınlatmaya çalışmaktadır.
ÖYD yaşayanlara göre ölümden geri dönüşün More >
Kuran’da görülemeyeni görmek
3 Nis
Kuran’da, Allah’ın insanı yaratma gerekçesini incelediğimizde, iki ayrı durum görürüz. Biri;
[stextbox id=”warning”]ZARİYAT 56 Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.[/stextbox]
İnsanın Allah’a ibadet etmesi ve onu tanıması için yarattığını söyler. Başka ayetlerde ise;
[stextbox id=”warning”]SAD 27 Hem o göğü, yeri ve aralarındakileri biz boşuna yaratmadık. O, kâfirlerin zannıdır. Onun için vay ateşe girecek olan kâfirlerin haline![/stextbox]
Diyerek, ikinci bir mantık sunar. Evrenin ve insanın boşuna yaratılmadığı gibi bir durum, ibadet gibi bir durumla çelişir gözükmektedir. Yani insanın tapınması için, yaratılmış olması çok îlâhi ve akılcı gözükmez. Bu durum bize, Allah’ın bazı duygularını tatmin etmek için, insanı yarattı gibi bir izlenim verir. Dünyadaki herkes More >
Kuran’a göre tanrı tek değil
2 Nis
Önce Profesör Yaşar Nuri Hocayı dinleyin, sanırım makaleyi daha iyi anlayacaksınız. Hocanın vurgulamaya çalıştığı, “Allah, evrenin kendisidir” düşüncesidir. Bu düşünce benim de vurgulamaya çalıştığım şeydir.
Kuran, yaratıcıyı tek olarak söylerken, aslında iki farklı gücün tanımını yapar. Önce bu iki tanımı anlayalım.
İlk tanım “Allah’ın sınırsız ve sonsuz gücü olduğu” mantığıdır. Bu mantık, Kuran’da [tooltip layout=”classic” text=”O, göklerin ve yerin yoktan var edicisidir ve O, bir işin olmasını murad edince, ona yalnızca ‘ol!’ der, o da hemen oluverir.” effect=”1″]Bakara 117[/tooltip] ayetinde anlatılır. Orada bir iş için, “Allah’ın murad etmesi yeterlidir” der. Yani Allah’ın bir şeyi gerçekleştirmesi için istemesinin yeterli olduğunu More >
Deccâl şu anda içinde yaşadığımız dünya düzenidir.
26 Mar
Müslümanlığın sözlü geleneğinden gelen Deccâl, İsa, Mehdi üçlüsünün dönem ismi olduğunu söylemiştim. Bu konuyu “Deccâl, İsa, Mehdi üzerine bir söyleşi” adlı makalemden okuyabilirsiniz. Bu makalede daha çok deccâliyet üzerinde duracağım. İçinde bulunduğumuz dönem, deccâliyet dönemidir.
Deccâl kelime anlamıyla; “yalancı, hilekâr; zihinlerde, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran; bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, her yeri dolaşan kötü ve uğursuz kişi” gibi anlamlara sahiptir. Bu anlamların, hemen hepsi doğrudur. Şimdi, bu anlamları biraz açalım.
Örneğin; “bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen” anlamına bakalım. Yazılarımda hep yazdığım şey, içinde yaşadığımız dünyanın, bir hologram görüntüsü olduğudur. Bu hologram görüntü, gerçek yapımızı More >
Profesör Yaşar Nuri Öztürk’ten güzel bilgiler…
25 Mar
Yazdığım makalelerin mevcut İslami görüşe pek uymadığı bilinen gerçektir. Birkaç örnek vermem gerekirse;
- Yeniden doğuş, mevcut İslami görüşe uymaz.
- Tekâmül, birçok kişi tarafından kabul görse bile önemsiz bir ayrıntı gibi üzerinde durulmaz. Tekâmülün ne olduğu, önemi gibi konulara değer verilmez. Varsa yoksa ibadet ön plana çıkarılır.
- Ruhun varlığını gösteren astral seyahat birçok uzman tarafından bilinmesine rağmen, sanki sadece ileri düzeyde din eğitimi almış olanların bilmesi gereken bir şeymiş gibi davranılır.
- Yine ruhun varlığını gösteren ölüme yakın deneyim yaşayanların bu işi pek anlatmadığı, anlatanların da çekindiği bilinmektedir. Bilimin her şeyi beden ve beyin aracılığı ile açıklama uğraşısı böyle durum yaşayanlara iyi gözle More >
Ruhun bedene bağlanma yolu…
23 Mar
Günümüzde bilim beyne bağlanan alıcılar sayesinde nesneleri uzaktan kumanda edebilecek seviyeye gelmiş bulunmaktadır. Eğer videoyu izlerseniz bir maymunun robot kolu kullanarak bilgisayardaki bazı düğmelere bastığını görürsünüz. O düğmeleri üzerine getirilen robot kol yiyeceğin olduğu düğmeye geldiğinde maymun beynine bir elektriksel sinyal göndermektedir. Böylece maymun hangi düğmeye basacağını anlayabilmektedir. Bu işlem tamamen bir bilgisayarın oluşturduğu sanal görüntü içinde yapılabilir. Videoda anlatılan konunun can alıcı satırlarını tekrar gözden geçirelim.
[stextbox id=”grey”]“Sadece sayısal bir beden, bir avatar, bir maymun avatarı oluşturulabilir. Ve onu maymunlar için bu avatarla iletişime geçmesi için kullanılabilir ya da onları sanal bir dünyada avatarın ilk insan perspektifi olduklarını sanmalarını sağlayacak More >
Zülkarneyn kimdir?
14 Mar
Kuran’da çok ilginç olan birkaç sure var ama bunlardan Kehf suresi gerçekten mucizeler içerir. Bana göre; Kuran’ın da en önemli konusu olan “geçmiş medeniyetlerden kalan kütüphaneler” hakkında bilgi vermesi onun mucizesidir. Buradaki yazımda kütüphaneler hakkında güzel bilgiler verdiğini yazmıştım. Bu yazımda ise yine aynı surede adı geçen önemli bir şahsiyet olan Zülkarneyn’i incelemek istiyorum. Fakat Zülkarneyn konusunu anlamak için, bu kütüphaneler konusunun da okunması gerekir. Çünkü Zülkarneyn denen şahsiyetin, bu kütüphanelerin açılması ve kapatılmasıyla direk ilgisi var.
Önce, Zülkarneyn ismini açıklamak gerekir. Çünkü Kuran kelimelere mucizevi anlamlar yükleyebilir. Zülkarneyn kelimesi de öyle bir kelimedir ve kişinin kimliği hakkında önemli ipuçları More >
Madde, madde üstü, madde ötesi nedir?
8 Mar
Maddeyi, yapımız dolayısıyla biliyoruz. Fakat madde diye tanıdığımız şey sanaldır, tamamen holografik görüntüdür. Maddeyi oluşturan asıl şey bizim göremediğimiz ve hakkında yeni yeni bir şeyler öğrenmeye başladığımız madde üstüdür.
Madde üstü ve madde ötesi kelimelerini tercih etmemin sebebi pek çok kişinin kullanmasından dolayıdır. Önüne gelen yalan yanlış bir şeyler söylemektedir. Bende bu kavramların ne olduğunu yazma gereği hissettim. Şimdi sıra ile kavramları masaya yatıralım.
Aslında size bir ipucu vereyim; her üçü de aynı şeyin görünüşleridir. Bu konuya tekrar döneceğiz ama şimdilik Enel-hak denilenle direk ilgisinin olduğunu bilin.
Madde: Atomlardan oluşur. Fakat atomların da boşluktan oluştuğunu düşündüğümüzde iş garip bir hal alır. Aslında atomun More >
Kıyamet nasıl olacak?
2 Mar
Kıyamet, pek çok kaynakta bahsedilen bir durumdur. Benim kıyamet konusunda epey farklı görüşlerim var. Öncelikle belirteyim ki! kıyamet felaket değildir. Kıyamet: Sözlük anlamıyla kalkmak, diriltmek, dikilmek, ayaklanmaktır. Bu anlam, insanlığın uyanacağı zamana vurgu yapar. Fakat mevcut inançlar kıyametin bir felaketle olacağını söyler. Hatta Kuran’dan bile, bu anlamı çıkarırlar. Oysa göreceğiniz gibi, Kuran kıyameti, felaket anlamında kullanmaz.
İnsanlığı organize edenler, bilerek gaflet uykusuna yatırmışlardır. Bunun sebebi; insan kendi durumunu anlayamadığından, isteyerek tekâmül etmez. Yani bilinci yetmediği için, tekâmülün değerini bilemez. Onun için, zorunlu tekâmüle sokulur. İşte, gaflet uykusu bu yüzdendir. Bu uykuyu Erich Fromm mantıklı bir şekilde açıklamaktadır.
[stextbox id=”grey”]Aklın More >
Zülkarneyn’in bize bıraktığı sırlar…
26 Şub
İnsanlığın dünya üzerimdeki ilk akıllı tür olduğu yanılgısını düşünüp durduğum bir gün, düşünceler içinde dalgın dalgın gezerken, mutlaka bizden önce yaşamış olanlardan, bize bırakılmış bilgiler olması gerektiği sonucuna vardım. O zamandan beri, epey bilgiye ulaştım. İlk olarak, biz bu dünyadan gideceksek, mutlaka gelecektekilere bilgiler bırakmamız gerektiğini düşünmüştüm. Bu durumu sadece ben düşünmemişim. Daha önce, Amerika Birleşik Devletlerinde mühendisler benim gibi düşünmüşler ve, “eğer bir gün insanlık bir şekilde yok olursa” diye bir şeyleri geleceğe bırakmışlar. Bu konuyu Eric Von Daniken, Tanrıların arabaları adlı kitabında gündeme getirmişti.
[stextbox id=”grey”]
1965 yılında New York toprağına, bu dünyada olabilecek en korkunç felâkete More >
Deccal, İsa, Mehdi üzerine bir söyleşi
26 Şub
İslam inancına göre kıyamet alametlerinin büyük alametlerinden başta geleni bu üçlüdür. Hatta Harun Yahya’ya göre Deccal ve Mehdi şu anda yaşamaktadırlar.
Önce İslam inancına göre bu üçlüyü inceleyelim.
Deccal kötü karakterdir. Fakat Deccal’in kötü olduğu abartılagelmiş bir olgudur. Aslında kötü oluşu tamamen dini dışladığı içindir. Yoksa insanlara kötülük yapmayacaktır. Yapacağı kötülük insanları maneviyattan uzaklaştırmak olacaktır. İslam inancında Deccal ile bilgi nette çokça bulunmaktadır. Deccal, Musevileri, Hıristiyanları ve Müslümanları maddeye yönlendirecektir. Aslında diğer dinlere inananları da yoldan çıkaracaktır ama onlar zaten din dışı kabul edildiği için önemsenmemektedir. Deccal diye bir kişilik yoktur. Deccaliyet bir zihniyettir. Şu anda içinde yaşadığımız dünya düzenidir. Buradaki makaleyi okuyarak daha geniş bilgi edinebilirsiniz.
Deccal’in More >
Kuran’a göre Mehdi
26 Şub
Kuran’da kıyametin belirsiz bir tarihte kopacağı kesindir ama Kuran’ın mevcut yorumuna göre “Mesih” yada Mehdi konusunda pek bir şey yoktur. Yoktur diyorum ama aslında, farklı bir bakış açısıyla çok şeylerin olduğunu görmek mümkündür. Bana göre Kuran, pek çok sembol içine Mehdi’yi gizlemiştir. Kuran’ın sembolik yorumuna bakarsak çok başka şeyler söylediğini görebiliriz.
İlk olarak “Mehdi” kelimesiyle başlayalım. Kuran’da pek çok yerde mehdi kelimesi geçer ama, bunların çoğunluğu “Hidayete erdirilen” ya da “hidayete vesile olan” anlamlarındadır. Yani özel bir kişi veya dönemi içine almaz. Oysa bizim aradığımız, sözlü gelenekte olan, kıyamette gelecek olan kurtarıcı diyebileceğimiz Mehdi’dir. Ben mucizevi bir şekilde More >
Âdem’in cennetten kovuluş sembolizmi
25 Şub
İnsanın, bir ruh ve bir bedenden yaratıldığını söylemekteyim. Bu yapıyı en güzel şekilde, Kuran anlatır. Hatta diyebilirim ki, bu yapıyı bu kadar güzel anlatabilen, başka bir kaynak yoktur. Evet, bilim bedensel yönü çok daha muazzam anlatabilirken, ruhu yok sayar. Oysa Kuran, her iki yönü sembolik bir dille, muazzam bir şekilde tarifler. Yalnız, mevcut inançta, benim söylediğim anlatım yoktur. Onun için tefsirlere bakarak, beni test edemezsiniz.Kuran’ın büyük bölümü sembol diliyle yazılmıştır. Benim çözebildiğim en önemli sembollerden, âdem ve şeytan sembollerini inceleyelim. Mevcut inanç Kuran'ın, tarih kitabı gibi bir şey olduğunu düşünür. Meselâ, Âdemin yaratılması olayını: “Allah, bir tarihler More >
Kuran neden doğru anlaşılamıyor?
25 Şub
Başlığa bakıp hemen itiraz edecek pek çok kişi olacaktır ama sanırım yazımı okuyunca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklardır.
Türkiye’deki Kuran Mealleri konusunda rastladığım bir sorunu belirterek başlamak istiyorum. İstisnasız her mealde küçüklü büyüklü hatalar var. En çok yapılan hata da Kuran’da bir bütünlük oluşturmaya çalışanlar tarafından yapılmaktadır. Aslında Kuran bir nesir değil, şiir türü yazımdır. Ve ayrıca bir konu bir yerde işlenip bitmez. Bazen hiç ilgisi olmayan iki ayrı bilgi bir ayet içine sıkıştırılır. Bazen bir ayet içine birkaç bilgi sıkıştırılır. Hem de bu bilgilerin birbiriyle bağı olmayabilir. Bazen de bütünlük halinde hikâye işlenir.
Bana göre meallerin hatalı olmasının asıl sebebi More >
Kuran’a göre tekâmül ve bilimsel anlamı…
23 Şub
Öncelikle belirtmeliyim ki! ben, hiçbir dinin ya da düşüncenin mensubu değilim. Yazdıklarım tamamen, kendi düşüncelerimdir. Bu minvalde niyetim, ne İslam’ı yermek, nede yüceltmektir… Benim amacım yıllardır yaptığım araştırma ve incelemelerin sonucunda ulaştığım bilgileri paylaşmaktır. Bu düşüncelerim hiçbir kesimin düşünceleriyle moda mod uymaz. Her kesimin -bana göre- doğrularını alıp yanlışlarını eleştirmekteyim. Din konusu kutsal değer olduğu için, pek eleştirmek istemem ama bazen zorunlu oluyor.
Ben, tüm dinlerin kutsal olduğunu ve insanların tekâmül etmeleri için, oluşturulduğunu düşünüyorum. Dinlerdeki asıl amaç, kişilerin Tekâmül edebilmeleri için, yaşam alanı oluşturmaktır. Onun için, çeşitli dinler ve faklı akımlar vardır. Tüm bu inanışlar insanların yapısı More >
Ruh ile öte dünyanın yapısal uyumu
23 Şub
Tasavvufî anlayışa göre, İnsanda iki ruh vardır: Birine rûh-i hayvânî, diğerine rûh-i sultânî denir. Benim yazılarımda da bu iki ayrımı yaptığımı görürsünüz. Bende aynı ayrımı hayvansal içgüdüler ve ruhsal içgüdüler olarak yapmaktayım. Bu ayrımın sebebi insanın bedensel güdüleri ile ruhsal güdülerinin toplamından oluşmuş olmasıdır. Şekilde 1’de görüldüğü gibi ruh sıfır zekâyla başlar ve beden dünyada içgüdüleri sayesinde yaşar. Onu hayatta tutan tamamen içgüdüleridir ve bu içgüdülere hayvansal içgüdüler adını verdim. Kuran ise bu içgüdülere şeytan adını vermektedir. Bunlar Ego, üreme, annelik, yaşama içgüdüsü v.b güdülerdir. İnsanı kalu beladan kıyamete kadar bu güdüler hayatta tutar.
Tasavvufi anlayışa göre ruhun manevi terbiye ve tekâmül esnasında hâl ve mertebeleri yedi More >
İnancın, insan gelişmesine etkisi
23 Şub
Kimisi dine inanır, kimisi inanmaz. Kimi, bir dini saçma sapan görürken, beğenmediği dinden daha kötü olan başka bir dine, ölesiye inanır. Siyasi görüş olarak dahi, çok farklı düşünüyoruz. Biri milliyetçilik derken, diğeri evrenselcilik der. Kimi bireyin özgürlüğünü öne alırken, diğeri devleti öne çıkaran görüşü savunur. Kimileri gelişmeyi başarmışken, bir kısmı olabildiğine geri kalmıştır.
Bu durumun çok basit bir cevabı yoktur. Kimilerine göre, insanın bu durumunu, çevre veya yetişme şartları belirler ama benim cevabım biraz daha farklıdır. Durumu anlatabilmek için, öncelikle dinleri inceleyerek başlamak istiyorum. Her dinin, özel inanan gurubu vardır. Yani, her dini ayakta tutan ve devam etmesini More >
Ruhun gelişebilmesi için oluşturulan sistem
16 Şub
İnsanı, yapay zekâ vâri bir şey diye tanımladık ama onun zekâ geliştirmesinin yolu deneyim biriktirmesidir. İşte deneyim biriktirip daha fazla sorunları çözebilecek düzeye gelebilmeye tekâmül etmek diyeceğiz. Aslında insan, tıpkı yapay zekânın daha çok bilgi biriktirerek iyi bir aşçı olması gibi bilgi biriktirip daha zeki olur. Bu kavrama dinler tekâmül der. Her ne kadar tekâmül kâmil insan olma yönüyle sadece alınıyorsa da biz: hem IQ hem de EQ zekâ gelişiminin tamamına tekâmül diyeceğiz. Yani tekâmül kelimesini “bilinç geliştirmeişlemi” anlamında alacağız. Araştırmacılar birçok zekâ yönü tanımlasa da biz kabaca bu iki yönü ele alacağız. Sonraki bölümlerde bu kavramı daha genişleteceğiz More >
Ahit sandığı için kullanılan enerji
15 Şub
Bu ayet, Tâlut ismi altında gizlenmiş Mehdiyi anlatmaktadır. Yani bana göre bu ayetler geleceğe bakmaktadır. Çünkü Tevrat’ta Samuel 1’de anlatılan hikayeye göre Sandık Beytşemeşliler’den bazılarını cezalandırıp yetmiş kişiyi yok etmesinden korkup onu İsraillilere geri verdi. Bu olay olduğunda İsraillilerin başında kral toktur. Samuel peygamber aracılığıyla Rab’ten direk emir almaktadırlar ama yine de More >
Tevrat’a göre evrim ve insanın gelişimi
15 Şub
Bu blokta anlatmaya çalıştığım mantık, Tevrat tarafından da desteklenmektedir. İnsanlığın, birileri tarafından, tekâmül edip bilinçlensin diye, dünyada eğitime tabi tutulduğunu söylemekteyim. Şimdi o delilleri Tevrat’tan inceleyelim.
İlk insan, hayvanat bahçesi de olan bir laboratuvarda geliştirilip, doğal ortamda çoğalmaya bırakıldığında, Âdem cennetten kovulmuş oldu. Kontrol altında çoğalması izlenirken, tekrar hayvanat bahçesine girmesin diye, engel konulmuştur. Tevrat,
[stextbox id=”warning”] Yar.3: 24 Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.[/stextbox]
diyerek, bu durumu mükemmel bir şekilde hayallerimize sunar. Hayvanat bahçesi de olan laboratuvar, o insanlar için, ekmek elden su gölden More >
Uzaylılar mı, Atlantisliler mi, yoksa melekler mi?
14 Şub
Son yorumlar