“Ruh” bir bilgisayar “cd”sidir.

Ben bu güne kadar pek bilinmeyen bir konudan bahsetmek istiyorum. Cinlerle ilgili. Kuran çok fazla ayette cin diye bir şeyden bahseder. Bu cinler insanla aynı statüde incelenir. Kuran’da EN’AM 112, ARAF 179, HUD 119, RAHMAN 31, RAHMAN 33, RAHMAN 39, CİN 5, RAHMAN 56, NAS 5-6 gibi bir çok ayette cin ve insanı aynı mahluk gibi alır ve her ikisine de hitap eder. Sanki aynı şeymiş gibi bakar. Ben örnek olması için tek bir ayet aldım.

 [stextbox id=”warning”]ZARİYAT 56 Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.[/stextbox]

Yukarda ki ayet numaralarından çok daha fazlası Kuran’da vardır. Bu ayetlerde görüldüğü gibi insan ve cin sanki aynı şeymiş gibi anlatılmaktadır. Yani dünyada bedenli ise insan, yok öte dünyada ise (ölmüşse) cin ismini olmaktadır. Aslında ruh konusunu gizleyen kutsal mekânlar insandan ayrı bir cins gibi sunarak ruhun özelliklerini vermeye devam etmiştir.  Yani Cin denilen şey bizim ölmüşlerimizdir. Yani bizleriz. Kuran dünyada yaşayana “insan” öte dünyada olanına “cin” demektedir.

 [stextbox id=”warning”]HİCR 27 Cinleri de daha önce insan vücudunun gözeneklerinden geçebilen güçlü bir ateşten yarattık.[/stextbox]

Bu ayet cinin, insanın gözeneklerinden geçebilen bir yapısı olduğunu söylemektedir. Âdemin içine de böyle bir şey üfürülmüştü. Sizce de cin diye tanıdığımız şeylerin biz olduğunu ima eden bir yapı yok mu?

 [stextbox id=”warning”]

RAHMAN 14 Allah insanı, pişmiş bir çamura benzeyen bir balçıktan yarattı.

RAHMAN 15 Cinleri de hâlis ateşten yarattı.

[/stextbox]

Bu ayette de insanın biyolojik yapısının madde ve cinlerin enerjiden yapılı olduğunu söylüyor. Bu insanın SAD 72 ayetindeki “ruhumdan ona üfledim mi” sözü ile aynı şeydir. Çünkü niye cinlerin insanın gözeneklerinden geçebilen bir enerji yapısının olduğu anlatılsın. Bu anlatım gereksiz bir anlatım değildir ve bize cin denilen şeyin insan ruhu olduğunu kapalı olarak vermektedir.

Bu yeni bilgiler ışığında ruhun yapısını yeniden değerlendirdiğimizde biraz daha belirginleşir. Ruh; öğrendikçe gelişen bir enerjidir diyebiliriz. Bu yapı bir bedene girebilecek özelliktedir.

 [stextbox id=”warning”]EN’AM 130 (Allah) Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bugününüze kavuşacağınız hususunda sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” deyince onlar: “Kendi aleyhimize şahidiz” derler. Dünya hayatı onları aldattı ve kendilerinin kâfir olduklarına şahitlik ettiler.[/stextbox]

Bu ayette bize bir ipucu sunulmaktadır. Eğer ayeti incelersek insanların ve cinlerin dünyada yaşadıkları sonucuna varırız. “Dünya hayatı onları aldattı” sözü cinlerin de dünyada yaşadığını ima etmektedir. Fakat bilimsel olarak biz dünyada bizden başka yaşayan bir tür bulmadık. Ayrıca cinlerin enerji yapısı dolayısıyla dünyada bizim gibi var olamayacakları kesindir. Aslında aynı şekilde ruhlarımız da madde dünyasında olamazlar. Onun için astral, kılıf beden kullanırız. Aslında ruhun kendisi dünyaya gelmez ama bir gölgesi ya da yansıması olan bir yapı dünyaya gönderilir. Yani astral beden dediğimiz yapı ruh değildir ama ruhun tüm özelliklerinin yüklü olduğu bir cd gibidir. Ruhun getirilerini kullanır ve dünyada yaşananları da kaydeder. Öte dünyaya gidildiğinde ruha yüklenir. Dünyaya gönderilen cd’ye ise sadece ruhun ulaştığı tekâmül seviyesi yanı zekâsını oluşturan veriler yüklenir. Geçmiş hayatlara ait anılar yüklenmez. Biz dünyada yaşayarak bu cd’yi doldururuz. Kuran’a göre bu cd’nin adı amel defteridir ve kıyamette tüm hayatlarımızı hatırlayacağız. Daha doğrusu tüm hayatların bize kazandırdıklarını ruhumuzda hissedeceğiz.

  • #1 Yazan: Mustafa
    yaklaşık 3 yıl önce

    Sayın Seyfullah DEMİR
    Bu kendinize göre yorumlayıp kaynak olarak gösterdiğiniz kitabı bize ulaştıran bir bilge var. O bilge, yani hazreti Muhammed s.a.v. bize cinlerin insanlardan ayrı, aynı dünyada farklı boyutlarda bulunan latif (cisimsiz) varlıklar olduğunu haber verir. Şayet onun bu haberi bize ulaşıpta biz bunu kendimize göre yorumlarsak, Ferrariyi üreten mühendisin ben bu arabayı düz yolda sürat yapmak için tasarladım demesinin aksine bu araba arazi aracıdır diye iddia etmeye benzer. Düşünen insanları seviyoruz. Düşüncelerizin sizi tek olan doğruluğa ulaştırması temennisi ile saygılar.

    • #2 Yazan: Seyfullah Demir
      yaklaşık 3 yıl önce

      Merhaba Mustafa Bey,

      Bize Kuran’ı ulaştıran Allah’tır. Peygamber aracıdır. Peygamberi bu konularda uzman biri sanmayın. O sadece ona bildirildiği kadarını bildirdi. Fazlasını yapamazdı. Onun için Allah’ın yerine, peygamberi uzmanmış gibi koymayın. Benim size yazdığım bir mektubu düşünün. Orada ki söylemler mektuba (kağıt olan kısmına) ait değil, bana ait olur. Kuran “O, kendiliğinden konuşmaz” (Necm 1,2,3) der.

      Bunun en önemli göstergesi Kuran’ın sembolik dille yazılmasıdır. O sembolleri peygamberin oluşturması mümkün değildir. Anlamlarını bildiğini sanmıyorum ama biliyor olsa bile insanlığa açıklayamazdı. Çünkü sembolik bir dille bir mesajın yazılması demek, onu o andakiler değil onun muhatabı kimse, onun anlaması içindir. Kuran’da çokça kıyamete yakın çözülmesi gereken sembol var. Örneğin; Yecüc-Mecüc, Dabbe, Ashab-ı Kehf v.b. Bu sembollerin anlamını peygamberin bildiğini varsaysak bile kimseye söylemediği kesindir… “Cin” denen her neyse, onun da anlamının tam olarak çözülmediğini düşünüyorum.

  • #3 Yazan: Ömer
    yaklaşık 5 yıl önce

    Tamamen katılıyorum.sınırsız ve sonsuzluğa doğru .hürmetler ile.

  • #4 Yazan: Ferda Yamanoğlu
    yaklaşık 7 yıl önce

    Ruh ile cin’in hiçbir ilgisi yoktur.Zaten Kuran bunu açıkça yazar.İnsanlardan çok önce yaratılmışlardır.Benim rüya boyutunda gördüğüm cinlerin boyları 1,3m cıvarındaydı.Başlarına ucu kıvrık bezden külahlar takıyorlardı.Kırlaşmış sakalları vardı.

  • #5 Yazan: Ayşe
    yaklaşık 7 yıl önce

    Çok ilginç, yazılarınızı okumadan önce bende de benzer düşünceler oluşmuştu.Teşekkür ederim çok mutlu oldum.

  • You activated the 2nd sidebar. Add widgets here from the Dashboard to remove this message